İnsan diğer canlı türlerinden farklıdır. Çok basit bir sosyoloji tespit ile belirtsek, değişime uğrayabilir ve değişim sonrası başkalaşıma kadar giden ruh hali ile kabuğuna çekilebilir, tepki geliştirebilir, kendinden kaçabilir. Bu davranışların sonucunda içinde yaşadığı toplum ile uyumsuz bir hale gelip yabancılaşabilir.
Yabancılaşma kavramı, uzun bir zamandır hayatın her alanında kendini hissettirdi. Edebiyattan plastik sanatlara, sosyolojiden felsefeye kadar uzanan her kültürel faaliyet alanı için neredeyse saplantılı bir çekicilik kazandı.
Bu açıdan Camus’un yabancı kahramanı gibi benliğinden kopan birey edebiyatın bütün alanlarında karşılaşılan bireydir. Bu birey, sinema ve edebiyat iç geriliminden beslenen yalnızlık duygusu ile acı çeken parçalanmış kişilik olarak bireyleri anlatır.
Farklılaşma, insan kendisini veya nesneyi yorumlarken nesnede ya da kendisinde ilk tanımlama dışında başka bir davranış ya da hal üzere olma halidir. Bu davranışın ilk tanımlamadan farklı olarak başka bir forma dönüşmesinin sosyal ve psikolojik nedenleri vardır. Biz insanın ilk halini “Öz” diye adlandırsak sonradan oluşan hali de “Özden Sapma” veya “yabancılaşma” olarak adlandırabiliriz.
Devamı: https://www.insaniyet.net/ustadin-masal-siiri-ve-yabancilasma-uzerine-sosyolojik-bir-okuma/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.