• İstanbul 15 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 9 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 11 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 12 °C

Vedat Bilgin'den: Kurucu irade

Vedat Bilgin'den: Kurucu irade
Ne zaman Türkiye'de anayasa tartışılsa, önce kurucu meclisten söz edildiğini duyarız. Sanki milletin meclisi anayasa yapamaz, ilave bir meclise ihtiyaç duyulur.

Hepimizin hatırlaması gereken husus milli mücadelenin aslında 1. Dünya Savaşı'nın devamı olduğu gerçeğidir. Milli mücadelenin gelişimi, İstanbul işgaliyle Meclisi Mebusan'ın kendini tatil edip, Anadolu'ya yönelmesiyle başlamıştır. Milli mücadelenin kahramanları, bunun bilinciyle hareket ederek, kongreler süreci sonrasında Ankara'da meclisi toplamışlardır. Dolayısıyla devletin sürekliliği söz konusudur. Yeni olan, imparatorluğun sonu ve milli devlete geçiş ve sonrasında cumhuriyetin ilan edilmesidir.

Yanlışları düzeltelim, birincisi Türk milli devletini, millet kurmuştur. İkincisi ordu kurucu irade değildir. Milli mücadelenin ordusu da Büyük Millet Meclisi'nin ordusudur. Üçüncüsü Mustafa Kemal Paşa cumhuriyet rejiminin kurucusudur.

Sonuç olarak, Türk devletinin kurucusu millet iradesidir. Kendini bu iradenin yerine koymaya kalkanlar zaten bu iradeye düşman olduklarını, meclisi kapatarak, bakanlar kurulunu lağvederek birkaç kez göstermişlerdir. Onların bırakınız kurucu iradeyi, herhangi bir iradeleri varsa, tanımlanması gereken şey iradi olarak bir cunta kurmuş olmaları, görevlerini kötüye kullanmış olmaları, milli mücadelede bile açık kalan meclisi kapatmaları, seçilmiş hükümetleri devirmeleri gibi işledikleri suçlardır.

İşin sahibi

Suçlar denilince, sadece bu sayılanlarla sınırlı kalınmadığını ilaveten söylemek gerekir mi? Yani işkencehaneler kurup buralarda işledikleri cinayetleri mi, yaşını büyütüp astıkları çocukları mı, askeri hapishanede namaz kılarken başına vurup canına kıydıkları gençleri mi sayalım, yoksa okullarını, gençliklerini, işlerini kaybetmiş insanlardan mı bahsedelim.

Bütün bunlar bir tarafa, meseleyi hukuki olarak tartışanların "Darbeye teşebbüs etseydiler yargılanabilirlerdi fakat darbe başarılmıştır yeni bir hukuk kurulmuştur, bu hukuku kuranlar yargılanamaz" türünden garip, ahlaki ve hukuki olmayan bir savunma mantığıyla bir insanlık suçunu, anayasayı ortadan kaldıranları, anayasa suçu işleyenleri savunma çabalarına girilmesi ancak bir çaresizlik ve zavallılık olarak yorumlanabilir.

Kaçış yok, zaman bütün darbe ve müdahalelerin yargılandığı ve yargılanacağı bir zamandır. Türkiye'ye ve millete karşı suç işlemiş olanlar bunun hesabını vermek zorundadırlar. Milletin iradesi böyle tecelli ettiği için bu süreç başlamıştır.

02.04.2012 Bugün

Bu haber toplam 503 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim