Türkiye'de darbe süreçlerini yönetenlerin, toplumu kutuplaştırıp çatıştırmak için kullandığı bu dilin, kendini sol diye tanımlayan gruplarda yaşaması ciddi bir sorundur. Türkiye'nin militarist geleneği, darbeleri ve müdahaleleri, bu söylem düzeninde üretilen karşıtlıklardan türetmiştir. Meseleyi iç çatışmalarla sağ ve sol diye konumlandırdıklarında, işin gerisi gelmekte, darbeye giden yol hazırlanmış olmaktadır. 12 Eylülleri üreten cuntacıların beklentilerine cevap veren bu tavrı bugün mahkûm etmek, militarizme ve darbeciliğe karşı durmak demektir.
Milliyetçilerin 12 Eylül'le ilk hesaplaşması, aslında 12 Eylül'ün milliyetçileri yargıladığı mahkeme salonunda başlamıştır. Milliyetçi geleneğin önemli aydınlarından Nevzat Kösoğlu yaptığı savunmada, militarizmi eleştirip 12 Eylül yönetiminin ipliğini pazara çıkarmıştır.
Kösoğlu, Türkiye'deki faşizan geleneğin, devlet ve militarizm üzerinden nasıl kurumlaştığını bütün boyutlarıyla analiz etmiştir. Savunmasında, 12 Eylül mahkemelerinin demokratik süreci ortadan kaldıran, milletin hukukunu gasp eden, meşruiyeti olmayan yapay bir kurum olduğunu açıkça beyan etmiştir. Yine o mahkemelerde, milliyetçi düşünür ve yazar Taha Akyol hukuki bakımdan darbenin mantığını eleştirerek,12 Eylül rejiminin bütünüyle yanlış bir yerde durduğunu ifade etmiştir.
Hesaplaşma vakti
Zamanın milliyetçi gençleri arasından Burhan Kavuncu, devletin silahlı güçleri ve sıkıyönetim komutanları görevini yapmadığı için ülkenin nasıl kardeş kavgasına gittiğini örnekleriyle anlatmıştır.
Birçok milliyetçi, 12 Eylül'e giden sürecin aslında Türkiye'nin geleneksel bürokratik tahakküm geleneğinin ortakları olan devletçi bürokratlarla, militarist unsurlar ve onların uluslararası müttefiklerince hazırlanmış bir proje olduğunu görmüştür.
Türkiye'de darbe ve müdahalelerin oluşumunda önemli rolü olduğu ortaya çıkan, Ergenekonvari yapılanmanın milliyetçi ya da sol etiketli gruplardan devşirdiği unsurlarla dün yaratmayı başardığı çatışma ortamını, bugün başaramaması açıkça ortadayken, hâlâ "Sağcılar dün devletin işbirlikçisiydi" suçlamasında bulunmak en çok cuntacıları ve Ergenekoncuları sevindirir.
Herkes şu gerçeği görmek için önyargılarından arınmaya çalışmalıdır. Bugün yeni bir toplum, yeni bir dünya vardır ve yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç bulunmaktadır. Eski saplantılardan kurtulmadan 12 Eylül'le hesaplaşmak mümkün değildir. 12 Eylül'le hesaplaşan milliyetçiler bunu başarmış olanlardır.
09.04.2012 Bugün































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.