Annan Planı'nı başarısızlığa götürecek husus, antidemokratik totaliter nitelikli bir Baas rejiminin kendi halkına şiddet uygulamasını sonlandırma beklentisidir. Bu planda yer alan unsurların ne kadarını kabul ederse etsin, Suriye yönetiminin esas planı, muhalifleri yani kendi halkını yok ederek varlığını devam ettirme arzusudur. Bu sebepledir ki, Annan Planı Suriye yönetimine sivil halkı, çoluk çocuk, yaşlı genç demeden katletme fırsatı vererek rejimin konsolide edilmesine daha fazla zaman tanımaktan öteye geçmeyecektir.
İstanbul'da yapılan toplantı bir kısım yorumcuların aksine, bu sürecin Suriye halkının lehine yönetilmesi konusunda önemli bir tavır almak anlamına gelmektedir. Bu toplantıya katılanlar, Suriye'nin dostları olarak Baas rejimine karşı insan hakları konusunda tavır almış olmaktadırlar. Bir anlamda, İstanbul toplantısı insan haklarını yok eden vahşi bir rejime karşı savunma yapmak manasına gelmektedir.
Suriye'nin dostları, Suriye'deki rejimin değişmesini bu ülkenin haklının kendi vatanında insanca yaşamasını istemektedirler. Bu bakımdan, bu talebin uluslararası sisteme benimsetilmesi konusunda İstanbul toplantısının oldukça önemli olduğunu herkesin kabul etmesi gerekir.
Cinayete sahip çıkmak
Muhalif gruplar arasında, Suriye rejimine karşı farklı anlayışları gerekçe göstererek veya Annan Planı'nın Suriye rejimi tarafından kabul edildiğini ileri sürerek toplantının gölgelendiğini düşünmek doğru değildir.
Toplantıda alınan kararlara bakıldığında, ilk olarak Suriye muhalefetinin Suriye Ulusal Konseyi gibi meşru bir yapı içerisinde örgütlendiğinin kabul edildiği görülür. İkinci olarak, özgür Suriye ordusunun Suriye'deki vahşete karşı mücadelesinin teknik bakımdan desteklenmesi, üçüncüsü ise Suriye'deki katliamın sürmesine yardım eden, katkı yapan ülkelerin girişimlerinin takip edilip teşhis edilmesi yoluyla, bir çeşit uluslararası baskının yaratılmak istendiği anlaşılmaktadır.
Bugün gelinen aşamada İstanbul toplantısında atılan adım, Suriye rejiminin Annan Planı'yla kazanmak istediği zamanı sıkıştıracak bir adım olabilir. İran, Rusya ve Çin'in Suriye'nin dostları olmak yerine Baas rejiminin dostları olarak tavırlarını ne kadar sürdürebilecekleri ise ayrı bir meseledir.
04.04.2012 Bugün































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.