İnsanlar hayâl kurarken kendilerini olduklarından bambaşka karakterler olarak görebilirler. Gerçek hayatda o muhayyel yaratıklar gibi davranmadıkları sürece bundan kimseye bir zarar gelmez. Aynı durum ülkeler için de vâriddir. Meselâ bir Türk olarak devletinizin kısmen 15./ 16. ve 17. Yüzyıllarda nasıl bir cihan şampiyonu olduğunu tahayyül ederek hoşça vakit geçirebilir yâhut efkârlanabilirsiniz. Hattâ bunu, sorumlu mevkıyde bir yönetici olarak da yapabilirsiniz. Tabii sorumlu yöneticiliğin temel şartlarından biri hayâl ve hakıykati birbirine karıştırmamak olduğu için bu tür hayaller aslâ pratik alana yansımaz.
O bakımdan şimdi benim, alelâde bir vatandaş olarak tutup da Türkiye’nin filanca komşusuna, bir edebsizliğinden ötürü haddini bildirmesini istemem başka şeydir, bir, diyelim ki, dışişleri bakanının konuyu değerlendirmesi yine apayrı bir şey. Onun her sözü bilhassa ülke dışında ince elenip sık dokunacağı için, demin bahsi geçen Yurddaş BayYağmur’un “Asalım, keselim!”
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/caydirici-olmak-guc/yazi-754081































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.