Öyle ya, siz meselâ oturmuş Hal’deki patlıcan fiyatlarının çok yüksek olduğunu konuşurken biri çıkıp masaya vuruyor ve bağırıyor: “Gerçeğe dönelim! Eugénie Grandet kiminle evlenecek?”
Ben zor belâ kendimi toparlayarak şöyle dedim: “Anlaşılan buradan birilerine bir selâm sarkıtmak istediniz ve sarkıtdınız. İsterseniz ben sizinle o konuyu da tartışırım ama biz buraya bunun için mi toplandık?”
Sonra araya moderatör girdi ve asıl mevzua döndük ama tartışma da piç oldu.
“Zencîler Birbirine Benzemez”deki o sahneyi tekrar hatırlamaklığıma Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya gezisi sebebiyet verdi. En üst düzeydeki temaslarda, tahmîn edildiği üzere, çok dostâne sözler edilmiş, herkes bizim fevkalâde ehemmiyetimizi müdrikmiş, doğrusu bravoymuş ama AB’ye tam üyelik için yine de henüz çok erkenmiş!
Sayın Cumhurbaşkanı Almanya’ya giderken orada bu tür lakırdılar dinleyeceğini bilmiyor olamazdı. Karşı taraf da Türk ekonomisinin; Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve bütün Doğu Avrupa ekonomilerinden çok daha iyi durumda bulunduğunu bilmiyor olamaz. Buna rağmen Başbakan Bayan Angela Merkel’in ve daha çok sayıda kalburüstü Hıristiyan Demokrat politikacının hâlâ bu ekonomi sakızını çiğnemekde ısrârı biraz Türk zekâsına hakâret olmuyor mu demek geçiyor içimden.
“Beni Ermeni olduğum için değil komünist olduğum için içeri aldılar.” diyen Ermeni acabâ Sayın Gül’ün yerinde olsa ne derdi?
Bence derdi ki “Türkiye’yi ekonomik zaafından dolayı değil bu ülkede biraz fazla Türk yaşadığı için almıyorlar!”
Nüfûsumuz 74 milyon değil de beş milyon olsaydı bakın nasıl alırlardı!
Yâhut da 74 milyonun 60 milyonu Hıristiyan olsaydı!
Ama zerrece şübheniz olmasın ki birkaç yıla kadar kırmızı dipli balmumuyla dâvetiye gönderecekler.
23.09.2011 Star Gaz.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.