Sûriye ve Irak buna iki örnekdir.
Türkler, önce Selçuklu ve ardından Osmanlı olarak bu bölgeyi yaklaşık 900 sene yönetdiler.
Yeryüzü Cenneti miydi?
Ne münâsebet! Bir sürü eksiği gediği vardı elbet.
Ama “Anavatan”da işler hârikulâde iyi giderken “müstemlekeler”de halk kan ağlamıyordu!
Sebebi de gâyet basitdi:
Çünki Selçuklu’da/Osmanlı’da “anavatan/müstemleke” ayrımı yokdu, “vatan” vardı!
Ve vatan, sınırlar dâhilindeki her yerdi!
Bir bölge Devlet’e ka
tıldı mı “vatan”dan bir parça oluyor, elden gitdi mi de yine vatandan bir parça eksiliyordu.O bakımdan herhangi bir Osmanlı bölgesinde 19. Yüzyıl’dan îtibâren işlerin kötüye gitmesi, merkezî hükûmetin özellikle orayı kötü yönetmesinden değil, her yerin artık kötü yönetilmeye başlamasından ileri geliyordu.
“Haçlılar” tarafından çizilen sınırların, insanları hiçe sayarak çoğu kez, kavimler şöyle dursun, âileleri bile nasıl ortadan biçdiğini anlamak için oralara gitmeğe dahî gerek yokdur. Haritada cedvelle, ama sâhiden cedvelle çizilen sınırlara bir göz atın yeter!
Şunu söylemek istiyorum:
Son zamanlarda Kuzey Afrika olsun Arab Yarımadası olsun bütün sâbık Osmanlı vilâyetlerinde baş göstermeye başlayan sarsıntılar “ârızî” değil “aslî”dir!
Bünyeyle ilgilidir!
Şimdiye kadar patlak vermemiş olmaları şâyân-ı hayretdir!
Zâten aynı semptomları Siyah Afrika ülkelerinde görmek de mümkindir.
Amaç hep, kedilerle köpekleri aynı çuvala tıkıştırıp sonra çuvalı şiddetlice silkelemek ve vâveylâ kopunca da “eski dost” sıfatıyla “imdâda” yetişmekdir.
“Aaa, durun bakiiim! Ne ayıb!”
Ankara’nın işi zor!
Çünki aslında Kuzey Sûriye de Kuzey Irak da Anadolu’nun bölünmez parçaları.
Böldünüz mü olanlar meydanda!
Belki de 1918’den sonra Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ve Kuzey Sûriye’nin bir “entité”(politik zâtiyet) oluşturduğu bir yapı kurarak bunu Anadolu’yla tek bir çatı altında toplamak en yanlış çözüm olmayabilirdi, ama bunu gerçekleştirmek imkânsızdı:
Zîrâ bunu yapmak Londra ve Paris’in nazarında Türkiye’ye karşı “yeterli bir kalleşlik”olmazdı.
Amaç, Türkleri Anadolu’dan da söküp atarak “Asya’nın derinliklerine” gömmekdi.
Ne diyelim?
Kısmetse bir dahaki sefere!
11.03.2012 Star






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.