Terör, devleti tehdit, dayatma ve şantajla hizaya getirmek için başvurulan bir yöntemdir. Şuan devam etmekte olan süreç “eylemsizlik ve Türkiye’yi terk etme” şeklinde farklı bir kulvarda devam ediyor. Terör yönteminin dayandığı tehdit, dayatma ve şantajın bu sürecin ruhuna uygun düşmeyeceği çok açık. Buna rağmen PKK her fırsatta hükümete yönelik bu anlama gelen açıklamalar yapıyor. Cemil Bayık, daha büyük savaş tehdidi savuruyor, ikinci aşamaya geçilmezse sürecin biteceği şantajını tekrarlıyor, hükümetin belli adımları belli tarihler içinde atmasına yönelik dayatmalardan bir türlü vazgeçmiyor. Terör tehdidi ve dayatmasına hiçbir zaman eyvallah etmeyen hükümetin süreci zehirleyen bu tür şantajvari açıklamalara eyvallah etmesi de mümkün değildir.
Hükümete ve Başbakan’a yönelik ağır suçlama ve hakaretler bilinçli olarak halkta var olan güveni sarsmayı hedefliyor. Kandil, sürecin mimarı olarak Öcalan’ı gösteriyor ve süreçten dolayı hükümetin siyasi fayda sağlamaması için elinden gelen çabayı gösteriyor. Hem her adımı hükümetten bekliyor, hem de halkın hükümete şükran hissetmesini engellemeye çalışıyor. Dikkat edilirse söylem düzeyinde hükümetin ‘kötü’ ve ‘düşman’ algısı güçlendirilmeye ve bölge halkının sempatisi kırılmaya çalışılıyor. Örgüt ve uzantıları, sürekli muhalefet ve düşmanlık üreterek tabanını canlı tutmak istiyor. Karakol, korucu, baraj gösterileri muhalif karakteri korumanın enstrümanları...
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/pyd-uzerinden-stratejik-rol-tahayyulu/yazi-782576































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.