Yalova sahildir, şifadır, sağlıktır.
Yalova güzelin, doğanın, doğallığın adıdır.
Yalova hem ‘evvel’dir, hem ‘ahir.’
Sokaktaki yüz kişiye sorsanız, ‘Osmanlı ne zaman nerede kuruldu?’ diye, yüzü de size ‘1299’da Söğüt’te’ diyecektir değil mi. El-hak, aldık kabul ettik. De, dünyanın en muteber tarihçilerinden Halil İnalcık Hoca ‘Osmanlı 1302’de Yalova kurulmuştur’ diyor. Buna ne diyeceğiz şimdi; haydi buyurun bakalım buradan yakın.
Demek ki neymiş, ‘Yalova tüm ezberleri bozan yerin adı’ymış da haberimiz yokmuş.
‘Evvel’ deyişimiz bundandır, bunadır, buncadır.
‘Ahir’ deyişimiz de ‘artık vilayettir’ de ondan. Yani son vilayetlerden birisi oluşundandır.
Yalova denilince aklınıza ilk ne gelir? Benim Kara Osman (Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin çocukluğundan itibaren lakabı ‘kara’dır) ile Kara Mürsel’in yanında ordusu, Sugören Tepesi’nden aşağıya denize doğru yürüyüşü gelir, mutluluk dolu gözlerle lebideryaya bakışı gelir. Mehter marşları gelir. Uzakta adalar, daha uzakta Kostantinepol yani İstanbul yani Doğu Roma gelir.
Dersaadet gelir, saadet gelir, ‘parayla saadet olmaz’, huzurla olur gelir.
Kafa dinlemek gelir, kalbi dinlemek gelir, gönlü dinlemek gelir.
Modernitenin, gökdelenlerin, vahşi kapitalizmin bin bir yüzüyle ahtapot gibi hayatımızı kuşattığı şu çağda, Yalova denilince insan gelir toprak gelir bitki gelir aklıma.
Aslım gelir, cismim gelir, özüm gelir.
Topraktan gelişimiz gelir, toprağa dönüşümüz gelir, toprakça kabulümüz gelir.
Yeşil gelir, yeşilin on türü yüz türü bin türü gelir.
Lale gelir gül gelir akasya gelir; Allah gelir, Hz. Muhammed gelir, bin bir güzel rayiha koku çağrışım gelir.
Bir ağacı bile kestirmemek için evi yürüttüğü ‘Yürüyen Köşk’ü gelir Mustafa Kemal’in. Aklıma Zübeyde Hanım gelir, Mustafa Kemal gelir, Makbule Atadan gelir Yalova denilince. Ata’nın huzura şifaya doğaya kaçışı gelir en çok.
Kaçış gelir sığınış gelir buluş gelir.
Kurtuluş gelir, öze dönüş gelir, kendimize geliş gelir.
İns gelir, insan gelir, insanlık gelir.
Türkiye’nin her yöresinden gelenlerce dokunmuş ‘bir’ olmuş ‘bütün’ olmuş ‘beraber’ olmuş rengârenk bir seccade gelir, Yalova denilince aklıma benim.
Rüku gelir sücud gelir vücud gelir.
Biliyorum, bazılarınızın aklına ‘kaymakamı’ geliyor, Yalova ismi geçince; durun, itiraz etmedik, haklısınız. Ama size kötü bir haberimiz var, bağışlayın bizi. Bir süredir ‘kaymakamı tedavülden kalmış’ Yalova’nın. Kısacası kaymakamı maymakamı yok bu şehrin artık. Neden mi? Yalova il de ondan. Anlaşılan kaymakamı kimse ‘takmayınca’ Ankara da ‘vali’ atamış demek ki.
Bir gün Yalova’dan geçerken ‘çok bilen’ bir dostta – muzipçe- bir soru sormuştum: ‘Oktay, söyle bakalım, Yalova İstanbul’a mı Bursa’ya mı Kocaeli’ne mi bağlı?’; derdim, bakalım vilayet oluşundan haberi var mı Yalova’nın, şaşırtmacalı bir soruyla onu öğrenmeye çalışıyorum ya aklım sıra. Düşündü düşündü, bizim muzip Oktay, safiyane cevabı yapıştırdı: ‘Üç vilayet ortak kullanıyorlar ağbi…’
Evet; el-hak en doğru teşhis, tanım, tavsif bizim Oktay’ın sözlerinde cevap bulandır aslında: Aslında Yalova, İstanbul Bursa ve Kocaeli’nin teneffüsü, tenezzühü, tahatturudur.
Bu üç şehirlinin şifası huzuru nefes alma yeridir Yalova.
Hatta Doğu Marmara’nın hatta Batı Marmara’nın hatta bütün bir Anadolu hatta bütün bir Rumeli’nin.
Üsküp’te edebiyat profesörü Fadil Hoca da oraya yazlığına koşar yorulduğunda, Prizren’de Türkçe sınıf öğretmeni Şükran-Seza çifti de.
Hakir görülmesi en hak etmediği duygudur oranın; bunca yıldır Arap coğrafyasından yüzbinlerce turistin ilkin Yalova’ya koşması, buranın bakirliğindendir. Bakirliği yeşili mavisinden. Daha yeryüzündeyken ‘cennete koşuşları’ndan.
Dünyada adı Termal olan tek ilçe – sanırız ki – bir tek Yalova’dadır. Türkiye’de seksen bir ilde ‘termal dendiğinde ilk akla neresi geliyor?’ diye bir anket yapsanız, kuşku yok ki açık ara birinciliği Yalova alacaktır.
Şelalesi de vardır çınarı da. Hatta Çınarcık’ı da.
‘Kıyamet koparken bile ağaç’ dikeceklerin şehridir Yalova.
‘Dönülmez akşamın ufkunda’ olduğunun farkına varanların sevdiği şehirdir Yalova.
Yalova ‘bir tatlı huzur almaya’ gidilen şehirdir.
Yalova ‘bir tatlı huzur’un adıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.