Slogan gibi slogan, değil mi?
Hele ki çocukların artık bir pandemiye dönüşen dijital bağımlılığı konusu açıldığında, hem çok güçlü hem de içini doldurmak için hepimize ciddi bir medya okuryazarlığı sorumluluğu yükleyen iki kelime… “Yasaklama, yönlendir.”
Bu öğüdü ilk kez Bilgi Üniversitesi bünyesinde Dijital Medya ve Çocuk Platformu’nu kuran Dr. Esra Ercan Bilgiç’ten duymuş ve bu öğüdün içinin nasıl doldurulacağına dair önerilerini işittiğimde bundan çok etkilenmiştim.
Giderek disiplin toplumundan becerilerin ağırlıklı olduğu bir topluma doğru ilerliyoruz ve “-meli/-malı”ların kısıtlarından kurtulup, belirli önlemler eşliğinde “-ebilir/-abilir”lerin geniş sınırlarına doğru geçmeye çalışıyoruz.
Akıllarda Binlerce Soru
Bir yandan, ebeveyn olsak da olmasak da, hepimizin zihninde hep benzer sorular dönüp duruyor:
“Cep telefonu ekranına ne kadar bakmak daha sağlıklı?”
“Hangi uygulamaları indirirsek kişisel verilerimiz daha çok korunur?”
“Acaba dijital detoksa mı girsek?”
“Çocuğum beni kızdırdığında tableti bir süreliğine yasaklamalı mıyım?”
“Çocuğumun internette tehlikeli içeriklere erişimini nasıl düzenlerim?”
Çevremiz elektrikli diş fırçalarından aile WhatsApp gruplarına, e-kitaplardan yapay zekâ destekli bilgisayar oyunlarına dek türlü dijital araçlarla çevriliyken gerçekle kurduğumuz ilişki de günbegün dönüşüyor, değişiyor, farklılaşıyor.
Bu konuda Dr. Bilgiç ve ekibi, yıllardır ebeveynlere, bakım verenlere ve öğretmenlere, hak temelli bir bakış açısı üzerinden çocukların dijital hakları ve bizim bunlar karşısındaki sorumluluklarımızı net ve çağdaş tartışmalar üzerinden ele alan projeler yürütüyor.
Mottoları ise, “dijital araçları yasaklamayın ama çocukları bu konuda bilinçli bir şekilde yönlendirip eğitin”.
Devamı: https://www.perspektif.online/yasaklamayalim-da-ne-yapalim/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.