-Baba bu Turan Bey kim? diye sormuştum. Sonra Rıfat Öçten’den dinlediklerimi anlatmıştım.
-O, senin bildiğin Turan Beylerden biri değil. Turan yeryüzündeki bütün Türklerin bir bayrak altında toplanmasını istemek idealidir, demişti.
Ortaokulun son sınıfında idim. Birdenbire, bu düşünce bana çok cazip gelmişti. Sonra, babamın okuduğu dergilerden biri olan ORKUN beni kanatlandırmıştı. Sanıyordum ki Türkiye dışındaki Türklerle birleşip yüz milyonluk bir devlet haline gelmek, iki yarım bakraç içindeki suyu, bir bakraç içinde toplamak kadar kolay bir iştir. Ama Rusya gibi bazı milletler bu birleşmeye engel olmaktadırlar. Cahil bir çocuktum:
-Türk’ün ve İslâmın dışındaki bütün kavimlere ölüm! diye bağırıp çağırıyordum. 1950 yılından 1955 yılına kadar ezberimde bu cümle vardı.
1955 yılında, Ankara’da Türk Ocağı binasına beni Serdengeçti Osman Yüksel götürdü. Benim 1955-1960 yıllarım Ankara Türk Ocağında geçti. Orada önce dinlemesini öğrendim sonra okumayı, konuşmayı ve yazmayı... Şimdi, o eski yıllarda, ikide-bir haykırdığım: “Türk’ün ve İslâmın dışındaki bütün kavimlere ölüm!” sözlerimi utanarak hatırlıyorum. Bugün, yayımlanmış yirmi kitabım var. Bunların baskı sayısı çoktan bir milyonu aştı. Yeni Türk Cumhuriyetleri üzerine 101 TV programı hazırladım ve sundum. Türk Ocağı camiasından çok değerli arkadaşlarım, dostlarım, hocalarım oldu. İnanıyorum ki, ben de Türk Ocaklarında yetişmeseydim iki kitap üstünde bile adım olmazdı.
Annelere babalara sesleniyorum! Çocuklarınıza Türk Ocaklarını siz de çok sevdirin.
31.03.2012 Türkiye































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.