• İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 13 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 13 °C

Yeni Bir Dünyanın Eşiğinde Türkiye

Yeni Bir Dünyanın Eşiğinde Türkiye
Umran dergisi Aralık 2024 tarihli 364. sayısında güç savaşları, iç cephe ve sosyal değişmenin istikameti çerçevesinde yeni bir dünyanın eşiğinde Türkiye’nin bazı meselelerini ele alan bir manşetle çıktı.

Dergide ayrıca Türkiye ve dünya gündemini analiz eden yorumlar ve kültür sanat metinleri yer alıyor.

Trump ve Ortadoğu’daki Gelişmeler

Derginin gündem sayfaları Burhanettin Can’ın 21. asırda ümmet şuurunun yeniden inşasına dair genel bir değerlendirme içeren yorumuyla başlıyor. Ömer Behram Özdemir ikinci Trump döneminde Ortadoğu ve Türkiye’nin nelerle karşılaşabileceğini ele alıyor. Bu çerçevede ayrıca Francis Fukuyama’nın “Trump’ın Geri Dönüşü Amerika ve Dünya için Ne Anlama Geliyor?” başlıklı bir çeviri metne de yer veriliyor.

Uday Cuni “HAMAS Hata mı Etti?” yazısında Aksa Tufanı’nın Gazze ve bölgedeki yansımalarından, Lübnan sahasında devam eden gelişmeler de dâhil olmak üzere, bir yıldan fazla bir süre sonra HAMAS hareketinin hata mı ettiği yoksa doğru mu yaptığı sorusunu irdeliyor. Ahmed Taha “Tebliğ Kurumu ile Eğlence Kurumu Arasında Yeni Suudi Arabistan” yazısında Suudi devletinin dinî ve siyasi istikametini belirleyen, içeride ve dışarıda meşruiyetinin ana kaynağını temsil eden prensiplerle eğlenceyi uzlaştırma girişiminde büyük bir ikilemin varlığını koruduğunu belirtiyor.

Muhammed Selim Kalale İsrail’in 7 Ekim sonrasındaki kayıplarının medya organlarınca gizlenmesini “Siyonist Oluşum Kayıplarını Nasıl ve Niçin Gizliyor?” yazısında yorumluyor.  Abduvari Atvan “Erdoğan Kapıları İsrail’e Kapatırken Esed’e Açıyor” başlıklı yazısında Türkiye’nin Suriye ile normalleşme için yaptıklarını genel hatlarıyla özetliyor.

Güç Savaşları, İç Cephe ve Sosyal Değişmenin İstikameti

Güç savaşlarının arttığı bu vasatta Türkiye’nin iç cephesini tahkim etmekten Kürt meselesine, küresel ifsat projelerinden kriminal boyuttaki pek çok sosyal maraza, ekonomik krizden devlet-toplum ilişkisindeki sorunlara kadar bir dizi problemin üstesinden gelmesi gerekiyor. İktidar kanadı Kürt meselesi özelinde ilk andan itibaren girilen yolun yeni bir “çözüm süreci” olmadığının altını ısrarla çiziyor ve PKK’nın silah bırakmaması durumunda yaşanacakları hatırlatıyor. Şüphesiz bu süreçten müspet bir netice çıkacaksa bu ancak sorumlu yaklaşımlarla gerçekleşecektir. Terörü gündemden çıkarabilecek ve kardeşliği güçlendirecek girişimleri desteklemenin son derece önemli olduğuna inandığını belirten dergi halk arasında adalet ve refahı temin edecek adımların atılması gerektiğini vurguluyor. 

Derginin bu çerçevede hazırlanan dosyasına Mustafa Aydın “Kürt Sorunu Nedir ve Çözümü İçin Ne Yapılabilir?”, Metin Alpaslan Kürt Meselesi Özelinde Gelecekte Türkiye'yi Nasıl Hayal Ediyoruz?”, Murat Hacıfettahoğlu “Sosyal Değişime Bigâne Kalmak”, Mehmet Furkan Ören “Güç, Kimlik ve Çatışma”, Tahsin Yamak-Emre Saygın ise “Türkiye Ekonomisinin Patika Bağımlılığı: Köklü Bir Dönüşüm Mümkün mü?” başlıklı yazılarıyla katkı sunuyor.

Vefatlar ve Vefa

Dergini kritik, yaşayan İslâm ve kültür sanat sayfaları ağırlıklı olarak aramızdan ayrılanları hatırlatmaya ayrılmış. Bu çerçevedeki ilk metin Metin Önal Mengüşoğlu’na ait. Mengüşoğlu “Âlem-i İslâm'dan İslâm Dünyasına Bir Kavramın Serüveni” yazısında Abdürreşit İbrahim ile Cemil Aydın’ın kitaplarını değerlendirirken, Mustafa Akman vefatının 50'nci yılında Muhammed Tâvît et-Tancî'yi ve kelam sahasındaki çalışmalarını hatırlatıyor. Cihan Aktaş ise yayımlanışının 30’uncu yılında Örtülü Kimlik kitabı üzerinden  Aynur İlyasoğlu’nun çalışmalarının kritiğe tabi tutuyor.

Aytaç Ören “Cuma Kayıtları”na  “Varılacak Yer Durduğun Yerdir”le devam ediyor. Babanzâde Ahmet Naim ise vefatının 90’ıncı yılında “İslâm'da Dava-yı Kavmiyet” metniyle hatırlanıyor. Kamil Ergenç ise ölümünün 50’nci yılında Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kimliğini ele alıyor.

Mesut Aytekin vefatının 15’inci seneidevriyesinde hemşehrisi Ahmet Uluçay’ı “Sinema İçin Bunca Acına Değdi Be Ahmet Abi!” yazısıyla hatırlıyor. Bünyamin Demirci ise geçen ay vefat eden Necati Mert’in duruşunu belirginleştiriyor. Gökçenur Şahin bu sene dokuzuncusu düzenlenen Kısa'dan Hisse Film Festivali’ni bir platform olarak ele alıyor.

Bu haber toplam 597 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim