Bu kutlu belde, tarihe yön veren ilim ve tefekkür ufkumuza doğmuş aydınlık bir şafak olmanın yanında kültür, fikir, düşünce ve medeniyetimizi şekillendiren emsalsiz değerlerimizin de ana diyarlarından biridir. Coğrafi olarak da Özbekistan İpek Yolu’nun kalbinde bulunması itibarıyla da uluslararası alanda isminden çokça söz ettiren bir konumdadır. İktisadi, siyasi ve kültürel alanda yaşadığı dönüşümlerle birlikte ülkede fikir ve düşünce alanında da mühim gelişmeler olmaktadır.
Tarihî misyon yönüyle bakıldığında İslam düşüncesi ve medeniyetinin çok önemli ilim, irfan ve kültür havzalarının Özbekistan’da yer aldığı görülür. Özbekistan yer alan bu havzalar, bir coğrafyadan öte İslam medeniyetin; ilim, irfan, kültür, hikmet ve sanatın kök saldığı topraklar olmuştur. Bu topraklarda İslami ilimlerin öncü, kaynak, sembol isimlerini, hem dinî ve dünyevi ilimlerin geliştiği, pozitif ve sosyal ilimlerde temayüz etmiş, İslam ve Batı âlemine asırlarca rehberlik eden kıymetli bilginleri, âlimleri, sanatkârları ve eserlerini görmek mümkündür. Örnek olarak zikredecek olursak İmam Buhârî, İmam Dârimî, İmam Tirmizî, Hakîm et-Tirmizî, İmam Mâturidî, Ebû Reyhan Birunî, İbn-i Sînâ, Muhammed Harezmî, Uluğ Bey, Mahmûd Zemahşerî, Ebû Muîn Nesefî, Ahmed Ferganî gibi büyük ilim ve tefekkür insanları bu coğrafyanın insanlarıdır. Bu yüzden Özbekistan, dünya ilim ve kültür merkezlerinin en önemlileri arasında yer almaktadır. Bütün bunlar, Özbekistan’ın, özellikle Maveraünnehir, Fergana ve Harezm gibi bölgelerinin, yalnızca verimli topraklara sahip olmadığını; aynı zamanda zengin bir fikir, düşünce, ilim ve sanat birikimiyle de toplumun ruhunda derin bir gelişim eğilimi barındırdığını göstermektedir.
Devamı: https://www.insaniyet.net/yeni-ozbekistanin-ucuncu-ronesansinda-bilgi-solenleri/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.