Güzellik, erdem fazilet aşkınlık gibi hasletlerle yan yana anılırken şimdilerde sadece bedenin tanımlanmış estetik ölçülere uygun olup olmadığına indirgenmiş durumda. İnsan-ı kamil olmayı hedeflemesi bir yaşam tarzı olarak telif edilen hatta emredilen bir mümin kadın, bedeninin kusursuzluğuna odaklanması ve her gün alış veriş yapması için bir gün içinde akıl almaz sayıda uyarana maruz kalıyor ve büyük endüstrilerin atakları karşısında inançlarına tutunarak ayakta kalması hiç kolay değil.
Bu noktada Sarah’ın Vogue dergisinden ekrana yansıttığı kapak kızları ürkütücüydü gerçekten. Sekiz on yaşındaki kız çocukları kullanmaktan çekinmeyen ünlü dergi, onları yetişkin bir kadın gibi giydirip boyayıp cinsel içerikli bir oturuş ya da poz verdirerek kullanmaktan ve çocuklara yönelik kötülüklerin yolunu döşemekten çekinmek şöyle dursun, pervasızca dağıtıyordu dünyaya. Bu çocukların trajik istismarına para için göz yuman ebeveynlerın varlığı da çağın değerlerini teşhir eden ağır göstergelerden biri.
Kendisi de model olan annesinin modellik ajansında büyüdüğünü söyleyen Sarah’ın buradaki insanların içine yaptığı yolculuk çok önemli. Hepsi bedenen birbirinden güzel uzun boylu ve seçilmiş kadınların arasında geçen çocukluğunda onları ayırt etmekte zorlanmış önceleri. Hepsi bir şekilde ölçüleri edalarıyla birbirlerine benziyorlarmış çünkü. İçlerine bakarak farklılıklarını görmeye başlamış zamanla. Hangisi daha iyi kalpli kim ona şefkatli kim hoyrat davranıyor, merhametli olanla bencil olan ya da hasetlik edenle art niyetli davrananla diğergam olan. Ruhsal yolculuklarına bakıyordum tam da neyi görmek istediğimi bilemeden diyor. Bu güzel bedenlerini içine teksif etmiş zamanla bütün dikkatini. Bu tecrübe onu çocuk yaşta derinlemesine bir ruh yolculuğuna çıkarmış ve onaltı yaşında gelince kalbin ve için izlerine basarak Müslümanlığı seçmiş annesine rağmen.
Çevrelerindeki herkesin tükettikçe nerede duracaklarını bilemeden sonsuzca daha fazlasını istemeleri, onu yetinmenin güzelliğine şükretmenin eşiğine getirmiş. Bu yüzden dergisinde evet bir yaşam biçimi öngörüyor, estetiğin önemi var ama tevazu yalınlık ve sadelik merkezi bir önemde. Bu da İngiliz basınının ilgisini çekiyor. Sayısız söyleşi vermiş yazılar yazmış yaşam felsefesini anlatmak için.
Aslında İslam dünyasını da güzellik miti sarmış durumda. Elizabeth Arden’in bir zamanlar Avrupa’da battığını Mısır’lı kadınların şirketi yeniden devleştirdiğini işitmiştim bir Kahire seyahatimde. En çok estetik burun ameliyatı İran’da yapılıyor. Batının kadın imgesinin temsili sayılabilecek barbi bebeklerin başları örtülerek “hicabi barbiler” üretilmeye çalışılsa da aynı güzellik estetik ve tüketim mitini içinde saklayan bir yan olması eleştirilere yol açıyor.
Mesela adını sadece Orta Doğu’da yetişen bir çiçekten alan dindar bebek Fulla, Sarah’a göre felsefesi itibariyle başına bir örtü sarılmış barbi bebekten ibaret ve her gün ve her vakit ayrı bir kıyafeti bulunmakla benzer tüketim kutucuğunda yer almaktan kendini alamıyor. Fulla 1999 da ilk kez Dubai de üretildiğinde farklı İslam ülkelerinde satışa sunulmadan oranın yaklaşımına uygun olarak giydirilmişti. Bazı yerlerde peçeli bazı yerlerde beyaz veya renkli başörtülerle. İslam dünyasının kız çocuklarına rol model olup olamayacağı üzerine büyük tartışmalar yaratmış olan Fullacık sonunda Suudi Arabistan’da yasaklanmıştı.
Peki ne yapmalı. Nilüfer Göle’nin başörtü örten genç kızları tanımlarken kullandığı “estetik gövdenin yerine kutsal gövdeyi koydular”saptaması estetik kaygılardan tamamen uzak bir alana mı işaret ediyor. Dinin meşruiyet alanı içinde cinsel çağrışımlara yol açmadan sade bakımlı ve estetik olmanın yolunu aramak son derece insani ve hatta gerekli değil mi. Osmanlı kadınları Hanımlara Mahsus Gazete’de yüz yıl önce modeller verip çizimler basıyorlar ve nasıl zarif ve hesaplı giyinebiliriz üzerine kafa yoruyorlardı.
Yüz yıl sonra bu imkanlardan bile mahrumuz. Giyecek uygun bir şey bulma macerası tam bir azap. Her şeye rağmen eğitim düzeyinin arttığı, kentlilik bilincinin hızla yükseldiği yeni toplumsal alanı çok iyi okumak, gidişatı önceden görmek ve İslami hassasiyetlere ters düşmeyecek şekilde talepler oluşturmak gerekiyor. Kadınhaberleri’nde moda yazıları yazan Elif Kavakçı’nın dediği gibi tesettürlü kadınlara yönelik bir moda dergisine ihtiyaç var ama her konuya reaksiyon gösteren bir kültürümüz olduğundan bunu gerçekleştirmek hiç kolay değil. Burada netameli ve sabıkalı olan moda kelimesi belki de.
Sarah bizi bedenin bitmek bilmeyen tesviyesi ve kusursuzluğu fetişizminden kurtarmak ve dikkati içlere çekmek istiyor ama orada da bizi çok zorlu bir mücadele bekliyor. Benliğin katmanlarında parıldayacak bir güzelliğin inşaı için ihtiyaç duyduğumuz tezkiye ölüme kadar sürecek bir süreç çünkü.
22.03.2012 Milat































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.