• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Yokuşa Akan Suları Farklı Biçimlerde Okuma Denemesi

Yokuşa Akan Suları Farklı Biçimlerde Okuma Denemesi

Nida Nur Yavuz

Kütahya Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi Öğrencisi

Kitap, ilk defa Kasım 1979'da basılmıştır. 1979 Türkiye'sine baktığımızda tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten kitapta temel olarak Bican karakteri üzerinden bu duruma ve bu durumla beraber bozulan toplumsal değerlerimizden söz edilmiştir. İnternette küçük bir araştırma yaptığımızda, kitabın yazıldığı dönemlerde -sanırım 1976 yılındaydı- MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası)'e işçiler tarafından haklarını alamadıkları için grevler ve eylemler düzenlendiğini görebiliyoruz.

Kitabımız Cevher Bican'ın köyden kente göç etmesiyle başlar. Bican, demir döküm fabrikasında işe girmiş ve artık bu şehre ayak uydurmaya çalışacaktır. Köyde tarımla ilgilenen biri olarak bu durumda zorlanacağı aşikârdır. İlerleyen sayfalarda bizi Derviş Usta, Seydali, Zülküf Ağa ve diğer karakterlerin hayat karşısında verdiği mücadeleler karşılıyor.

Az önce bahsettiğim gibi hayat karşısında artık gözümüzü açmamız gerektiği düşüncesi verilmek istenen temel mesajdır. Lakin kişi kadrosu o kadar karmaşık alınmıştır ki bir tablo oluşturmama rağmen halen mantıksız gelen bir sürü bölüm var. Örneğin; İkindiyi Kılmak bölümünde yer verilen Recai Bey. Recai Bey'in Cevher Bican'la bir alakası olup olmadığını öğrenmeye çalışırken en az iki üç kez aynı bölümü okumak zorunda kaldım. Bu karışık verilen kişi kadrosu da insanın okuma isteğini azaltıyor. Verilmek istenen mesaj her ne kadar güzel olursa olsun insanın okuma iştahı kaçıyor.

Kitabın tamamında yer verilen betimlemeler, içinde hep doğa unsuru bulunduruyor ve bu da kitap karakterlerimizi daha iyi algılamamıza yardımcı oluyor. Misal, fabrika bacasını betimlerlerken bile fabrika bacasının simsiyah bir selvi gövdesine benzediğini söylüyor. Bu da insanların şehir değiştirse bile içinde; memleketlerine, özlerine dair duyguların unutulmayacağını gösteriyor.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/yokusa-akan-sulari-farkli-bicimlerde-okuma-denemesi-k5530.html

Bu haber toplam 313 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim