• İstanbul 15 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 19 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 14 °C

Yusuf Kaplan'dan: Dil/siz

Yusuf Kaplan'dan: Dil/siz
İnsan, çağının çocuğudur: İnsan, çağ'ıyla konuşabildiği ölçüde var'dır; çağ da insanla konuşabildiği ölçüde çağ'dır.

* * * 

Çünkü insan, başkasının, kendi dışındaki varlıkların ve dünyanın varlığını idrak ve kabul edebildiği ölçüde varolabilir, varlığ/ın/a anlam katabilir, insanlığın ve bütün varlığın varoluş sorunlarını kavrayabilir. Başkası yoksa, ben de yok'um, diyebildiği ölçüde insandır, insan.

Peki, şu ân, böyle bir şey mümkün mü? Ne yazık ki, değil: Hayat veren bir Yaratıcı fikrinden, yaşayan bir tabiat gerçeğinden, hayatımızı anlamlı kılan, hayatımıza ruh üfleyen köklü bir hakikat tasavvurundan, ben'im varlığımın, ancak sen varsan anlamlı olduğu hakikatinden artık mahrum olduğumuz için, içinde yaşadığımız "çağ", içine sürgit yuvarlandığımız ve bizi, her şeyi her dâim yutan doymak bilmez devâsâ bir ağ'a, bir tür canavar'a dönüşmüş durumda zira.

* * * 

Bir Çinli, Çinli midir gerçekten? Bir Budist, Budist mi? Bir Müslüman, Müslüman mı?

Bir Çinli, Çinli olduğunu, Çinli olmanın ne anlam ifade ettiğini, dünyaya bir Çinli olarak neyi, nasıl söyleyebileceğini bilebiliyor mu? Nereden ve nasıl öğreniyor bütün bunları? 

Çinli, Çin'e ve Çinliliğe; Budist Budistliğe, Müslüman Müslümanlığa dair her şeyi, istisnasız bütün bildiklerini, bildiklerini bilme biçimlerini ya Batı'dan ya da Batılı-bakış açılarından yazılan, sunulan ve formatlanan kaynaklardan öğreniyor.

Meselâ, bize öğretilen "din"in bizim dinimizle ilgisi, ilişkisi neredeyse sıfırdır. Bize öğretilen "akıl" da, "bilim" de, "doğa" da, "toplum" da, "devlet" de, "kültür" de, "medeniyet" de, "insan" da, "hayat" da, din derslerinde de, İmam Hatipler'de de, hatta İlâhiyatlarda da bilerek veya bilmeyerek yalnızca Batılı perspektiflerle, kavrama biçimleriyle, yaklaşımlarla öğretilen şeyler! Bu anahtar kavramların zihnimizdeki ve hayatımızdaki karşılıkları bize ait değil; Batı uygarlığına ait.

Aynı şey, Çinliler için de, Budistler için de, Afrikalılar için de, Latin Amerikalılar için de şu ya da bu şekilde de olsa geçerli!

* * * 

Peki, nedir bu? Semantik intihardır, elbette ki: Bizim, dünyayı, eşyayı, hakikati idrak, tasvir ve tarif etmemizi mümkün kılabilecek kendimize özgü dilimizi yitirdiğimiz yakıcı gerçeğidir.

Bütün dünyanın "dilsizleştiğinden" sözediyorum: Bütün dünyalıların, dünyaya, eşyaya, hatta kendilerine bile Batı kültürünün geliştirdiği kavramlarla, bakış açılarıyla baktıklarından; zihinlerinin ve ruhlarının iğdiş edildiğinden; sömürgeleştirildiğinden ve körleştirildiğinden.

* * * 

Kültürel antropolojinin "kurucu ana"(!)larından ("kurucu"lar, hep "baba" olacak değil ya; bırakın da "biraz" da "ana" olsunlar!) Ruth Benedict, Patterns of Culture başlıklı kitabında, artık çok iyi bildiğimiz bir gözlemi şöyle telâffuz ediyor: "Problemi gördüğümüz gözler bile, kendi toplumumuzun uzun süreli alışkanlıkları tarafından şartlan/dırıl/mıştır."

Ruth Benedict'in gözleminde bir arıza var. Şu: Benedict, gözlemini "toplum" üzerinde/n yapıyor. İyi de, "toplum" diye bir şey kaldı mı? Çünkü modernliğin bütün icatları gibi, bizzat modernliğin kendisi tarafından icabına bakıldı ve "bitti" toplum.

Artık "toplum" da, "birey" de, "devlet" de, "akıl" da yok. Çağımızda, "küre/sel" var yalnızca: Küre/sel, bireyi de, devleti de, aklı da ve elbette ki toplumu da sel gibi önüne katarak sildi süpürdü ve yuttu. 

Alışkanlıklarımız, artık "olmayan" bir toplum tarafından belirlenmiyor; küresel olarak, küresel'e hâkim ve küresel'in hızla hâkim kıldığı en sığ, en sağaltıcı, en hazcı, en ayartıcı medyatik popüler ve vulger kültür tarafından belirleniyor. Bu ayartıcı küresel kültür, sadece zihnimizi değil, ruhumuzu da delik deşik ediyor. 

Soru: Kimsiniz? Cevap: "Dilsiz".

29.04.2012 Yeni Şafak

Bu haber toplam 627 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim