'Eğer İstanbul fethedilmeseydi ve Osmanlı güçlenerek tarih sahnesine çıkmasaydı, İslâm medeniyeti sanki yok olmanın eşiğine gelmek üzere gibiydi.'
Bu tespit, bizden birine değil, Batılı bir tarih felsefecisine, Arnold Toynbee'ye ait.
FATİH SULTAN VE NECİP FAZIL: İKİ ÖNCÜ HAKİKAT MEDENİYETİ YOLCUSU
Bizden birinin, İstanbul'u fetheden Osmanlı'nın, genelde insanlık tarihi, özelde ise Doğu'dan / Moğol sürülerinden ve Batı'dan / Haçlı sürülerinden gelen saldırılar nedeniyle çökme tehlikesi yaşayan İslâm medeniyetinin kaderi açısından ne denli hayâtî bir rol oynadığını bu kadar çarpıcı ve silkeleyici bir dille ifade edebilmesi çok zor gibi geliyor bana. O yüzden, Toynbee, Osmanlı'nın İstanbul'u fethinin, yaşadığımız birinci medeniyet buhranının aşılması sürecinde oynadığı tarihî rolün, hem İslâm tarihinde, hem Avrupa tarihinde, hem de insanlık tarihindeki sonuçlarını -dışarıdan bir gözle- bizden daha iyi farkedebilmiş bir tarih felsefecisidir, diye düşünüyorum.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/iki-buyuk-fetih-iki-buyuk-fatih-fatih-sultan-ve-necip/37563































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.