• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

Zarifoğlu Şiiri: Yalın Halde Kavrayan Şiir, Arif Umut

Zarifoğlu Şiiri: Yalın Halde Kavrayan Şiir, Arif Umut
Nabi Avcı, Zarifoğlu şiirinin, insanı ‘yalın halde kavrayan’ bir şiir olduğunu söyler.Bu tanımlama, Zarifoğlu şiiri için yapılan en isabetli, en doğru tanımlamadır. Zaten Zarifoğlu’nun şiiri, biraz da, tanımlanamadığı için anlaşılamamıştır.

Onun şiiri gerçek bir talihsizlikle karşılaşmıştır; eleştirel düşünceye malzeme olmaktan çok dedikoduya malzeme olmuştur. Zarifoğlu şiiri hakkında söylenen anlaşılmazlık, zor anlaşılırlık, kapalılık şeklindeki tanımlamalar, düşünsel metinlerin vardığı sonuçlar değil, dedikodunun çıkmaz sokaklarının tanımlamalarıdır. Zarifoğlu’nun sağlığında onun şiiri hakkında yazılan yazıların sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmez ve Sezai Karakoç (Sütun 1, Diriliş Yay.1975, sh.171) ile Rasim Özdenören’in yazılarını saymazsak geriye fazlaca ciddi bir yazı da kalmaz. Zarifoğlu şiiri hakkında en çok konuşan ne yazık ki yine şairin kendisidir. Yani en son konuşması gereken insan konuşmuştur bu şiirler hakkında.
İşaret Çoçukları, Zarifoğlu’nun ilk şiir kitabı olduğu gibi diğer şiirlerinin de doğuş alanıdırlar. Zarifoğlu bu ilk kitabıyla şiire zirveden başlar ve diğer şiirleri bu kitapta yer alan şiirlerin birer açılımı, dağılması, savrulması gibidirler. Bu nedenle onlar daha açık, daha anlaşılır dururlar. Ama şunu baştan söylemek gerekir ki, Zarifoğlu, ilk şiirinden son şiirine kadar neyse odur, onu en anlaşılır halinde bile bir gizemin içinde saklanırken buluruz. Bundan dolayı, ilk kitabının ilk mısraları olan;

Sabahtır
Alkışlar gecenin
Sıcak damları sükûn yapılarıyla
Aydınlatır bir ucundan
Kahvaltı sofrasında çay tasını

Mısralarında çay tasındaki aydınlığın idrake yansıdığı an ne kadar kapalı ya da açıksa, son kitabının son mısraları olan;

Bahar
Celladımızsın sen benim
Yaydığın etlere bak

Yeraltından akıyor esintin
Sesini işitiyorum
Yüreğimden bir adın daha geçiyor
Derken
Serpilip ırmak olacak bir su kalkıyor
Kımıltısız kuru topraktan
Düşünüyorum

Mısralarındaki yaratıcının yaratma iradesinin baharla birlikte vücuda gelişi karşısında duyulan anlık ürperti, korku, tedirginlik hali de o kadar kapalı ya da açıktır.
Sezai Karakoç’un İşaret Çocukları hakkında söyledikleri, aslında onun bütün şiirleri için geçerlidir; “ ‘İşaret Çocukları’, yeni bir hikmeti arar gibidir. Yaşamaya dayanak olan bir hikmeti. Sanki yaşama ve voroluş sık sık şairin elinden kaçmaktadır da, o da, onu yakalamak için ardından koşup durmaktadır. Belli belirsiz hayatın anlamı aranırken, yaşayış çizgilerinde parça parça hikmet özleri yakalanır.

Devamı: https://www.sadeimge.com/2023/05/20/zarifoglu-siiri-yalin-halde-kavrayan-siir-arif-umut/

Bu haber toplam 317 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim