Amerika’nın Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, Kudüs’ün geleceği için hayati bir adım.
İsrail uzun bir süredir, sistematik olarak Kudüs’ün Müslümansızlaştırılması yönünde adımlar atıyordu. Kudüs elbette tamamen Müslümanlardan arındırılamaz ama İsrail, Müslümanların etkisinin iyiden iyiye azaltıldığı, Kudüs’ün reddedilemez Müslüman görünümünün silindiği, Müslümanların Kudüs’teki bir avuç azınlık haline getirilerek, İsrail toplumunu oluşturan kültürel bir unsur olarak kabul edilmesi noktasına getirildiği (ve böylece etkisizleştirildiği) bir şehir hayal ediyor. Ezan hamlesi de esasen, İslamsız bir Kudüs hayaline dair. İsrail, bu tür “cesur” adımları, sonraki adımların provası olarak atar genellikle. Yani İsrail, Kudüs ve Filistin karşıtı cesur bir adım atmışsa, bu adımın ne oranda Filistinliyi tahrik edeceğini görmek, mukavemet hesapları yapmak, sonrasında atacağı asıl adımdan sonra doğabilecek tepkileri kestirebilmek ister.
Kudüs’ün İslamsızlaştırılması yolunda, Doğu Kudüs’teki, ağırlıklı olarak Müslümanların yaşadıkları mahallelere Yahudi yerleşimciler yerleştiriliyor; bu evlerden fırsatı düşürülenler Yahudilerce satın alınıyor; ev sahiplerinin ölümleri bahane edilerek evler kamulaştırılıyordu. Bu aslında Müslümansızlaştırmanın görünen ve yüzeydeki tarafı.
Devamı: http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/kudus-henuz-bir-islam-sehriyse/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.