Bir de baktım ki kaybetmişiz aslında çünkü rakibimiz de kaybettiğinin farkında! Kazananın kim olduğu belli, yeryüzü talancılarının kaybetme ihtimali yok. Çünkü kurulan sistem, dönüp duran rotatif; kaybetme riskini ortadan kaldırmaya, olay ne olursa olsun zalimlerin kazanmasına yönelik. Yoksa kıtalar ötesinden gelip, çağdaş haçlı seferleri düzenlemeye ne hacet!
“Baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız!”(İsmet Özel) bunu anlamak zorundayız. Yok, aslında anlamak zorunda değiliz. Anlar isek işimiz zor. Anlamadığımızı nereden çıkardık? Öyle ya, anladık aslında ama çaktırmıyoruz! Rakibimiz bilmemeli yenildiğimizi. Devam edebilmemiz için rakibimize üstün geldiğimizi hissettirmeliyiz. Rakibimiz de aynı havada nasıl olsa.
Hadi hep beraber, elbirliğiyle bu toprakları ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanları var olduğu konumdan daha aşağılara çekmek için mücadele edelim! Bakalım kim kazanacak? Siz mi başarılı olacaksınız, biz mi? Madalya töreninde iki tarafında kazanmış olduğunu anlayacağı kesin(!) Nasıl olur? Evet, aynen öyle çünkü bir taraf kaybetse bile ikinci olacak. Merak etmesin, ona da bir gümüş madalya hazırlanıyor.
Şimdi mutlu olduk mu? Oluşturulan mevziler de konum belirlerken, bu gerçek şiir formunda bize uğradı ama o kadar öfkeliydik ki, yakasını toplayıp dövmediğimiz kaldı. Ne demek yenilgi, kim yenildi? O halde cümleyi tersten kuralım. Hepimiz kazandık ve daha çok kazanacağız. Dün ki dostumuzla düşman olmamızdan daha büyük bir kazanç olur mu? Ağırımıza gitmiş olan cümlelere öfkelenmek yerine, bizi kendimize getirecek bir noktaya taşıyabilirsek; işte tam burada gerçeğe bir adım atmış oluruz.
Devamı için: http://www.gazetevahdet.com/biz-kaybedersek-siz-kazanamazsiniz-3386yy.htm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.