• İstanbul 16 °C
  • Ankara 19 °C

Altan Çetin: Malazgirt Sadece Bir Zafer Midir?

Altan Çetin: Malazgirt Sadece Bir Zafer Midir?
Malazgirt Meydan Muhaberesi, Rum Ülkesinin Türkiye olma sürecindeki köşe taşlarından biridir. Vatan kuran savaştır; İslam olan Türk okları zafere uçarken gaza niyetine ya Hakk sedasıyla göklerle yerleri birleştirerek vatanı kurdular.

Mütecaviz Bizans bu müdafaa hurucu ile durduruldu. Burada Selçukluların Malazgirt'e kadar aşamalı olarak üstesinde geldikleri zorlukları hatırlamak bu zaferi doğru bir yerde okumaya imkân tanıyacaktır. Selçuklular, Oğuz asabiyesinin teşekkül ve tekemmülü sürecinde kendi yapılarını tesis sonrasında ilk olarak bölgesel güç rakipleri Karahanlılar ve Gazneliler ile çarpışarak onların vesayet ve tazyiklerini bertaraf ederek işe başladılar. Bu gelişme 1040 Dandanakan Savaşı ile mühürlendi. Böylece Türklerin bölgedeki kendi aralarındaki hesap görülmüş oldu. Selçuklular yükselen güç olarak gelecek bin yıla damgalarını vuracaklardır. Akabinde Selçuklular İslam Dünyasının iç rekabetindeki ikinci güç ve vesayet çevresi ile yüzleştiler. Fatımilerin başını çektiği Şii blok birlik önündeki ciddi bir engeldi. Abbasi halifeleri, bu Şii gücün uzantısı Bağdad'daki  Büveyhoğullarının yenilgiye uğratılması yoluyla 1055'te Bağdad ele geçirilerek kurtarıldı. Böylece Türklük âleminde ortaya çıkmaya başlayan liderlik hali İslam dünyasında da söz konusu olmaya başlayacaktır. Nihayet tüm bu gelişme akabinde Bizans ile, devrin büyük gücüyle mukabele kaçınılmaz oldu. İslam birkaç asırdır önünde ricat yaşadığı Hristiyanlık karşısında yeniden dirilme aşamasına girecektir. İşte Malazgirt Savaşı Türk-İslam tarihine damgasını vuran büyük zafer bize Türkiye olacak vatanın kapılarını açarak 1071'de büyük bir sürecin kapısını araladı. Netice olarak Selçuklular bir büyük siyasetin olduğu kadar umran ve irfanın da büyük sultanları oldular. Lakin bu tarih başka bir süreci daha tetikledi. Mukabil olarak bu zaferden 25 yıl sonra 1095'te Haçlı saldırıları başladı. Arz edilen süreç, hem Oğuz asabiyesinin nasıl Selçuklu umranını bu cümleden devleti ve medeniyeti kurduğunu, hem de düşmanların içeriden dışarıya benzer şartlardaki mevcudiyetini okumak açısından faydalı bir tarih bakışı olarak üzerinde düşünülmelidir.

Peki, bu ilk miydi?

Peyami Safa, bugünlerde yeniden okunması ve tezekkürü gereken, Biz İnsanlarromanında Orhan'ın ağzından “…Avrupalılar buraya medeniyet getirmeye gelmediler, hanımefendi! Bilakis, bizim ilerlememize mani olmak, bizi esir etmek için geldiler. Bakınız işte, polisimiz onların idaresinde iken kadınlarımıza daha çok istibdat yapılıyor. Burada softalarla elele verecekler. Avrupa'nın müstemleke idareleri, her girdikleri memlekette ileri fikirli adamları iş başından uzaklaştırır ve yerine cahilleri, gerileri koyarlar. Maksat terakkiye mâni olmaktır” sözlerini tarihe kazırken aklımıza çok uzaklarda Türkistan'da Orhun Abidelerinden Bilge kağan yazıtından tespitleri getiriverir. Bu bitmeyen ve uzun bir hikâyenin ifadesidir: Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldanıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti öldün: Tanrı buyruğu için, kendim devletli olduğum için, kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep topladım. Yazılı kaynaklarımızda Çin ile başlayan serencam durmaksızın devam etti. Haçlılar ve sonrasında devam etti. Peyami Safa milli romanımız içinde eşsiz yerine binaen aktardığımız tespitler ile bu süreci geleceğe aktardı. Sömürgecinin en büyük saldırıyı vatan toprağına değil üstündeki beşeri servete yaptığını gösteren bu malumat tarihi olmanın ötesinde mütemadi bir gerçekliği ortaya koyuyor. Sömürgeci kemiğiyle mutlu yaşayan kifayetsiz muhterislere refik kırpıklara buradan esaslı bir mesaj olduğu ise muhakkaktır. İyi, bilgili insanın yürütülmemesi, engellenmesi bir sömürgeci tavrı olarak tarihimizin eski dönemlerinden itibaren mütedavilen yaşanan bir vakıa oldu. Onların yerli işbirlikçileri de her zaman bu yolda evladı vatana saldırmaktan geri durmadılar. 

Devamı: http://www.yenisoz.com.tr/malazgirt-sadece-bir-zafer-midir-makale-32910

Bu haber toplam 455 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim