• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

M. Seyfettin Erol: “Batı Cephesi”nde Evanjelik Çatlamalar!

M. Seyfettin Erol: “Batı Cephesi”nde Evanjelik Çatlamalar!
Batı Cephesi’nde düne kadar belki değişen bir şey yoktu. Fakat artık öyle değil.
 Zira bu yazının başlığına da bir anlamda ilham olan bu romanın üzerinden nasıl on yıllar geçtiyse, Batı dünyasının oluşturduğu köprünün altından da çok sular aktı ve bugün Batı ne o Batı ne de köprü o köprü.
Açıkçası Batı’da artık işler hiç de iyi gitmiyor. Tam anlamıyla bir dağılma sürecinde. Bunu en başta Batı’nın kendi asli değerlerine; ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi/İslam korkusu adı altındaki İslam düşmanlığı ve Haçlı ruhu şeklinde dönüşünden anlayabiliyoruz. 
Batı’nın bu tarihsel kodlarına dönüşü, aslında içinde birçok yeni kırılmayı da beraberinde getiriyor ve bunun sadece İslam dünyası ile sınırlı kalmasını beklemek ise çok büyük bir saflık olur. 
 
Zira Batı’da işler bozuldukça bunun sorumlularını arama hadisesi, dolayısıyla da kendi içinde bir hesaplaşma sürecinin de önü açılmış durumda. Bu husus, Batı hafızasında hiç de olumlu bir yere sahip değil. İki büyük dünya savaşı sonrası Batı ilk defa böylesi bir çıkmazın içinde bulunuyor. Bu oldukça önemli bir gelişme.
 
Dolayısıyla, Batı’nın içinde bulunduğu çöküş sürecindeki temel gelişmeleri-parametreleri anlamak oldukça önemli. Çünkü bu parametreler bizi aslında çok daha farklı bir noktaya götüreceğe benziyor. 
 
Birer ezber olarak karşımıza çıkan son dönem ağırlıklı bildik gelişmeler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: 
1) SSCB’nin dağılma sürecinde Berlin Duvarı’nın yıkılması ile birlikte sembolleşen Soğuk Savaş’ın sona ermesi burada ilk önemli kırılma noktasının ortaya çıkışı. Beklentilerin tam tersine, ABD’nin dolayısıyla da Batı’nın artık küresel güç olma tekelini ve oyun kurma kabiliyetini büyük ölçüde kaybetmesi.
 
2) Yükselen Doğu faktörü ve bu bağlamda süreç içerisinde Çin, Rusya, İran ve Türkiye arasında de facto bir İttifakın kuruluşu ve Batı’ya meydan okuması.
 
3) Bu ülkelerin, oyun bozucu olmanın ötesinde, birer oyun kurucu olarak başta kendi yakın çevreleri olmak üzere, tarihsel-coğrafi nüfuz alanlarında her geçen gün artan varlıkları; Batı’nın manevra alanını daraltmanın ötesinde, gücünün kaynağını ortadan kaldırması.
 
4) Bu bağlamda ABD’nin önce küresel ardından da Batı dünyası üzerindeki liderlik vasfını yitirmesiyle birlikte bu cephenin kendi içerisinde baş gösteren liderlik sorunu. 
 
5) İktisadi-mali anlamda içinde bulunduğu kriz ve bu bağlamda 2008 krizinin halen atlatılamamış olması ve bu durumun beraberinde getirdiği hoşnutsuzluğun Bat içerisinde ulus-devlet anlayışlarını yeniden hortlatması.
Bu haber toplam 722 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim