• İstanbul 15 °C
  • Ankara 21 °C

Yalçın Çetinkaya'dan: Mûsikî, hikmet ehlinin işidir

Yalçın Çetinkaya'dan: Mûsikî, hikmet ehlinin işidir
İhvân-ı Safâ, bütün sanatların, hukemânın hikmeti sayesinde ortaya çıktığını savunur. Hukemâ, mûsikî de dâhil olmak üzere bütün sanatları hikmetiyle ortaya çıkarmış ve insanlar da onlardan öğrenmiştir.

İhvân-ı Safâ, bütün sanatların, hukemânın hikmeti sayesinde ortaya çıktığını savunur. Hukemâ, mûsikî de dâhil olmak üzere bütün sanatları hikmetiyle ortaya çıkarmış ve insanlar da onlardan öğrenmiştir. Mûsikî sanatının hukemâya ait olduğuna dair görüşlerini, İhvân-ı Safâ şöyle dile getirir: “Kardeşim, Allah seni ve bizi katından bir ruh ile güçlendirsin. Bil ki, bütün sanatları hukemâ hikmetiyle ortaya çıkarmıştır. Sonra insanlar onlardan öğrenmiştir. (Sonra da) birbirinden öğrenmişlerdir. Sanat, hukemânın insanlığa bir mirası olmuştur. Âlimlerden öğrenenlere, üstadlardan talebelere. Muhtelif amaçları doğrultusunda, diğer sanatlar gibi işlerinde ve tasarruflarında kullanmışlardır. Kimi ilâhî yola yönelmiş; insanlar, mâbed ve ibadethânelerde, namazlarda kıraat esnasında, dua, tazarru ve ağlama esnasında, mûsikîden faydalanmışlardır. Hz. Davud'un mezmurlarını okurken, Hıristiyanların kilisede (duaları esnasında), veya Müslümanların mescidlerde kıraatlarını güzel nağmelerle süslerken yaptıkları gibi. Mûsikînin bu amaçlar doğrultusunda kullanılması, kalb rikkati, nefslerin hudû ve huşûları; ayrıca Allah'ın emir ve nehiylerine boyun eğmek, günahlardan ona tevbe etmek ve Allah'a yönelen salih insanların yaptığını yapabilmek içindir.”

 

İhvân, hukemânın mûsikî sanatını ortaya atmalarının ve onu dua ve namazlarında kullanmalarının sebeplerini açıklarken, şunları söylüyor: “Salih insanlar dua, tesbih ve kıraat esnasında mûsikî nağmelerini (lahn) kullanıyorlardı. Bunlar “el-Muhzin” diye adlandırılır. Bu nağmeler kalpleri yumuşatır, gözleri ağlatır, geçmiş günahlardan dolayı nefislere pişmanlık verir, gizlerin samimiyetini ve vicdanların ıslâhını gerçekleştirir. Bu, hukemânın mûsikî sanatını ortaya atmalarının ve mabedlerde, dua ve namaz esnasında kullanmalarının bir sebebidir. Ortaya attıkları bir başka lahn ise, “el-Muşaccia”dır. Bu lahn ordu kumandanları tarafından harplerde ve çarpışmalarda kullanılmaktadır. Nefse cesaret ve atılganlık kazandırma özelliği vardır. Yine hastanelerde uykusuz geçen vakitlerde kullanılan, hastanın hastalıklarının acısını hafifleten bir lahnda geliştirdiler. Bu lahn acıyı dindirmekte ve pek çok hastalığa şifa olabilme özelliği taşımaktadır. Hukemâ, yine musîbet, hüzün, gam ve mâtem anlarında kullanılabilecek nitelikte bir lahn geliştirdiler. Bu lahn, nefsleri taziye ediyor, musîbetlerin acılarını hafifletebiliyordu. Aynı zamanda iştiyâkı teselli edebiliyor ve hüznü de sakinleştirebiliyordu. Hukemâ, zor işler yapılırken, yorucu işler esnasında, hamalların, duvarcıların, gemicilerin ve binek sahiplerinin dinleyebileceği, bedenlerin sıkıntısını ve nefslerin yorgunluğunu giderebilecek nitelikte bir lahn geliştirdiler. Zamanımızda da yapılmakta olan velîme ve düğün yemeklerinde, lezzet ve sevinç esnasında dinlenebilecek/kullanılabilecek nitelikte lahnlar geliştirdiler.

Devamı için: http://www.yenisafak.com/yazarlar/YalcinCetinKayaPazar/m%C3%BBsik%C3%AE-hikmet-ehlinin-isidir-2014718

Bu haber toplam 525 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim