Halk şiirimizin önemli simalarından Abdurrahim Karakoç 7 Haziran 2012’de vefat etti. Rahmetli şairimizin 4. ölüm yıldönümünde, onu tanıyan, onunla sohbet eden, hayattayken Genç Kardelen dergisinde hakkında özel sayılar tertipleyen, ölümünden sonra hakkında kitap hazırlayanHayrullah Eraslan Bey’le bir söyleşi gerçekleştirdik. Karakoç’u sorduk. Hayrullah Bey halk şiirimizin önemli damarı, kavi duruşun adamı Abdurrahim Karakoç’u anlattı. Binlerce selam ve rahmet olsun Karakoç’a.
Hayrullah Bey’e, bize zaman ayırıp sorularımıza verdiği samimi cevaplardan dolayı teşekkürlerimizi sunarız.
Rahmetli Abdurrahim Karakoç’u nasıl ve ne zaman tanıdınız? Bize bahseder misiniz?
Üstad Abdurrahim Karakoç’u ilk önce şiirlerinden tanımıştım. Lise ve üniversite döneminde neşrettiği 13 şiir kitabını da okudum. Daha sonra kültür, sanat ve edebiyat dergisi olan Genç Kardelen’i çıkarırken derginin 9. ve 10. sayılarında onunla ilgili özel dosya yapmıştık. Bu dönemde Ankara’ya gittiğimde çalıştığı Gündüz gazetesinde onu görme ve onunla sohbet etme imkânı buluyordum. Ben o dönem Gündüz gazetesinin Niğde il temsilcisiydim. Bunun yanı sıra kendisiyle 1-2 defa toplantı ortamlarında görüşmemiz oldu. Ayrıca Niğde’deki bir kitapevinin daveti üzerine şehre geldiğinde uzunca bir sohbet etme imkânımız oldu. Bu görüşme ve sohbet üstadla son görüşmemiz oldu. Kısa bir süre sonra Hakk’a yürüdü.
Abdurrahim Karakoç hayattayken, onunla ilgili 1980’li yıllarda Doğuş Edebiyat dergisi ve 1990’lı yıllarda da sizin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğunuz Genç Kardelen dergisi özel sayı hazırladı. Bu sayılar çok ses getirmişti. Bize bunlardan bahseder misiniz?
Rahmetli Abdurrahim Karakoç büyük bir değerdi. Hakkında en fazla konuşulan ama en az yazı yazılan şairlerdendi. Bunda Abdurrahim Karakoç’un duruşu etkiliydi. Çünkü çok sert bir duruşu vardı. Sosyal içerikli şiirleri ağırdı. Abdurrahim Karakoç ile aynı karede bulunmaktan çekinenler çok fazlaydı. Bir de o dönemde üstad politik bir tercih olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte yürümeyi seçmişti. Bu durum onu daha da yalnızlaştırdı. Kutuplaşan bir ülkede sesi daha az duyulmaya başladı.
Böyle bir dönemde Genç Kardelen dergisi yayın kurulundaki arkadaşlarla özel sayı yapmaya karar vermiştik. Yazıları topladık ve üstad ile iki söyleşi gerçekleştirdik. Dosya konulu dergi çıktı. Abonelere, ulusal gazete ve köşe yazarlarına gönderdik. Bir anda bu sayı ulusal gazetelerin genelinde haber konusu yapıldı. Beşir Ayvazoğlu, İskender Pala,Sevinç Çokum gibi birçok yazar köşesini bu özel sayıya ayırdı. Biz bu kadar ilgi göreceğimizi beklemiyorduk. 1000 adet basılmıştı bu dergi. Yetmeyince 700 adet daha basıldı. Gelen olumlu tepkiler üzerine bir sonraki sayıyı da yine üstad Abdurrahim Karakoç’a ayırmıştık.



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.