Diyarbekirin ilk İslâm Valisi Sultan Sa’sa’a üzerine ilk yazımız, 1995 senesinde yayınlanmıştı. O yazımızda bu alanın korunması nı istemiş, tarihteki önemine ve inanca saygıya dikkat çekmiştik. Gelen tepkiler üzerine orijinali bizde bulunan bir fotoğraf karesi ile mekana dikkatleri çekmiştik. O esnada burası Pastahaneden Çay Bahçesine dönüşmüş, Çay Bakçesinden de ihale yoluyla tek katlı biçimde yapıya dönüştürülmüş, kabrin olduğu söylenilen oyuk havuz, ne biçimde bir saygı ise etrafı korkuluk demirleriyle korunmaya alınmıştı. Bir yanda giyim malzemesi satılırken öbür yanda garip bakışlarla seyredilen havuz (!), meraklılarınca anlamsız biçimde bakışlara muhattab oluyordu. Bu oyuk ve etrafı korkuluk demirleri ile çevrili İslamın İlk Valisi Sultan Sa’sa’a’ya isnad edilen mezar yeri için saygı, böylelikle ifade ediliyordu.
Dönemin Sur Belediyesine müracaat etmiştik, dönemin Büyükşehir Belediyesi bundan haberdar edildi. Girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Yerel gazetelerde yerini alan haberler, arşivde kaldı.
Bu önemli konuyu DÜ Rektörlerinden Saygın İnsan MerhumProf. Dr. Selahattin YAZICIOĞLU ile görüşmüş, kendi açıklamalarını Diyarbakır Foklorundan Kesitler-Celal Güzelses kitabıma almıştım. (1995) 1993 Senesinde Rahmetli Şevket BEYSANOĞLU’nun Diyarbakır Tarihi’nden aldığım bilgiyi, Diyarbakır Kitabı’nın Yazarı ile paylaştığımda olanı ve biteni öğrenmiş, konuya dair bilgi toplamaya başlamıştım. Diyarbakır Halkevi Başkanlığını yapmış Merhum Reşit İSKENDEROĞLU ile görüşürken, yazdığı bir kitabını hediye etmiş ve Sultan Sa’sa’a’nın kabri başında o dönemin öğremciilerinin yaptığı bir anma toplantısında büyüklerinden birinin nutkunun yayınlanan bölümünü bu kitabından okumuştum.
Yerelde şehir araştırmaları yapmanın zorluğunu yaşayan bilir. Bu konuda üç gazetede ve bir dergide konuya dair görüşlerimizi birkaç makalede belirtmiş, bu alana dikkat çekmiştik. Hatta bu konuda Gazeteci Yazar Sayın Mevlüt MERGEN de iki makale kaleme almış, gerekli yerlere ulaşan bu makale ile biz, adeta bu şehre hizmet eden değil, inşaat yapılmak istenen alanda istihdam edilmek istenen beş-on kişinin ekmeği ile oynayan kişiler biçiminde algılandık.
Bilinen alana inşa edilmek istenen yapı için verilen zemin-etüt raporunda alanda kilise müştemilatını çağrıştıran donelerden bahsedilmekteydi. Bu alanda yapılan kazı fotoğrafları eşliğindebize verilen brifingde raporda imzası bulunan bir yetkili, kendilerindne isteneni gerçekleştirdiklerini belirterek, alana dair başka bilgilerinin bulunmadığını ifade etmişti. Müftülüğün bir yayınında yer almış ve toplantıya getirilen Ulu camiide bulunan bir belgeden de habersiz olduklarını gördük. Bu toplantıda sunulan mekanın cam muhafazaya alınarak üstünde inşaatın yapılması teklifi(!), gayr-ı ciddî bulunarak, Diyarbekir’de bunun kabul edilir bir durum olmadığı vurgulandı ve Üniversiteden konu uzmanı olanların da ittifakı ile toplantı, adeta terk edildi.
Yerel gazetelerde yer alan haberler ulusal gazetelerde boy gösterince ve kırkı aşkın STK’nın basın açıklaması yapması, bu alanda mekanın ihaleye çıkartılması durumu iptal edildi. (Şubat 2010) Bu konu hakkında en son kaleme aldığımız Sultan Sa’sa’a Hakkında Son Yazı başlıklı makaleden sonra olanları bekledik. Mekanın projesinin yapıldığını, bu alanda çalışmaların bittiğini yerel basında yer alan açıklamalardan sonra fazla yazıp çizen olmadı, bu konuda.
Bu yazıyı yazmamıza sebep, ulusal bir gazetenin verdiği Diyarbakır Eki’nde yer alan şu açıklama oldu:” Sahabe Sultan Sasa Mescidinin Yapılmasını Bekliyor”(*)
Gazete Eki’nde gazetede yer alan haberler üzerine projeden vaz geçildiği ibaresi baskın bir ibaredir. Elbette ulusal gazetelerde yer alan haberler, geniş çevrelerin olandan bitenden haberdar edilmesi için önemlidir. Biz, haberi yazan kalemin, bu alanda birkaç haberinin duruma etkisini kabul etmemezlik yapmayız. Buna rağmen arşivimizde yer alan kupürlerde şehrimizde yayınlanan her gazetenin bu konuyu ele aldığını biliyoruz.
Gazeteci Yazar Mevlüt MERGEN Ağabeyimizin dediği gibi, bu hayırlı işte kim çaba göstermiş ise hayrını beklediğinden alır. Biz de gerek yerel gerek ulusal basında konuyu ele alan her muhabire ve gazeteye teşekkür diyoruz. Elbette bu alanı sahiplenen İl Valisi Sayın Mustafa TOPRAK Bey’e de teşekkür borçluyuz. Çünkü yıllardır çözüm bekleyen bu önemli mesele, bir yönüyle İl Valiliğimizi ilgilendirmektedir. Belgelerle sabit Tarihi Şahsiyete, Sultan Sa’sa’a’ya ashabdan olması yanında şehrin Anadolu’daki ilk Müslüman Valisi olması hasebiyle kendi ismiyle anılan mekana bu hizmetin ifası oldukça önemlidir. Umarız ki bu alanla ilgili bundan sonra geçmişe yönelik kimse yaptıklarını kaleme almaz ve bu alan yeniden hayat bulduğunda kimin hizmeti az ya da çok geçmiş ise edilecek dualardan kendisi de pay alır. Bizim geleneğimizde ahde vefanın yeri oldukça saygındır.
………….
(*) Zaman Gazetesi Diyarbakır Eki 9/07/2012 Sayfa 6 İsmail AVCI İmzalı Haber
10.07.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.