• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Aydın Ünal: Erdoğan’ın yüzü ne anlatıyor?

Aydın Ünal: Erdoğan’ın yüzü ne anlatıyor?
Recep Tayyip Erdoğan 1994 yılından bu yana kamuoyunun gözleri önünde. İletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla onu çok daha sık görüyoruz.

Sadece Türkiye değil, tüm dünya artık onun yüzündeki ifadeyi kolaylıkla okuyabiliyor. Öfkeli mi, neşeli mi, yorgun mu, düşünceli mi, kaygılı mı? Hepsini kolayca tabir edebiliyoruz.

Erdoğan’ın yüzünde maske yok; gönlünde ne varsa yüzüne o yansıyor.

Davos’taki “One Minute” hadisesi misal… O an, Erdoğan’ın yüzünde, yabancı bir ortamda, hasımlarının arasında bulunmanın tedirginliği ve çekingenliği değil; yüzünde, samimiyet, cesaret ve kararlılık vardı. Filistin’in elemi ve Filistin mücadelesinin haklılığı aynı anda yüzünde belirmişti.

Gezi Olayları örneğin… Hepimiz Erdoğan’ın yüzündeki ifadeyi görmek istedik. Korkmuş muydu? Kaygılı mıydı? Canı sıkkın mıydı? Tadı kaçmış mıydı? Hayır. Erdoğan’ın yüzünde çok cesur bir ifade vardı. Tavizsiz, kararlı, dirençli, kendinden emin. Eğer millet Erdoğan’ın yüzünde en küçük bir kaygı görseydi, 1969’da yaptığı gibi, sokağa inecek, had ve sınır tanımayan şımarık kalabalığa had bildirecek, tatsız olaylar yaşanacaktı. Erdoğan’ın yüzündeki ifade, yüzde 50’den de fazla kitleyi evinde tutmaya yetiyordu.

17 Aralık operasyonu başladıktan sonra dünya ve Türkiye Erdoğan’ın yüzündeki ifadeyi çok merak etti. Öğlen saatlerinde kameraların karşısındaydı. Yüzünde öfke ve cesaret vardı. Yüzündeki ifade diline de yansımıştı. 70’lerden bu yana sağ ya da sol her iktidar tarafından korunmuş, kollanmış, herkesin korktuğu, çekindiği, mücadeleyi hayal dahi edemediği sinsi örgüte karşı diz çökmeyeceğini yüzünden okumak mümkündü. O kararlı ve cesur çehreyi görenler derin bir nefes aldılar.

15 Temmuz gecesi sevenler kadar sevmeyenler de görmek istemedi mi Erdoğan’ın yüzünü? Görüntüsü telefon ekranına yansıdığında ve yüzündeki rahatlık, soğukkanlılık, metanet ve cesaret görüldüğünde, bütün bir millet rahatlamış, direnişe geçmişti.

 

6 Şubat depremi sonrasında da dikkatle baktık Erdoğan’ın simasına. Hiç kuşkusuz elem vardı. 1999 depremini görmüş, sonrasında irili ufaklı çok sayıda afete ilk andan itibaren müdahale etmişti. Bu kez öncekilerle kıyaslanamayacak ölçüde bir felaket ve kayıp söz konusuydu. Erdoğan’ın yüzüne acı yansımıştı, ama aynı zamanda “bu da geçer ya Hu” ifadesi okunabiliyordu. “Bununla da baş ederiz, üzülmeyin, kaygılanmayın” mesajı veriyordu.

Son haftalarda Erdoğan’ın yüzünde farklı bir ifade var. Okunması zor bir ifade. Önceleri “bu ifadeyi okumakta zorlanan bir ben miyim” diyordum ama çevremde de benzer bir merak olduğunu gördüm. Bildiğimiz, tanıdığımız, aşina olduğumuz bir ifade değil bu.

Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/aydin-unal/erdoganin-yuzu-ne-anlatiyor-4527542

Bu haber toplam 349 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim