• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Bağ, bahçe ve bostan kelimelerinde anlam kayması

Namık AÇIKGÖZ

Teröre odaklanıp sadece terörü yazmak, diğer alanlarda bir şeyler üretmemek bir yerde de teröre hizmettir. Bu yüzden, gelin bugün sizlerle, kültürel bir alanda, dilimize Farsça’dan geçen “bağ, bahçe ve bostan” kelimeleri hakkında sohbet edelim. 

Bağ, bahçe ve bostan kelimeleri dilimize muhtemelen 9. veya 10. yüzyılda falan geçmiştir. Çünkü Farsça ile yoğun ilişkimiz, o yıllarda olmuştur. Yani bu kelimeler dilimizde neredeyse bin iki yüz yıldan beri kullanılmaktadır. 

Pekiiii…

Bu kelimeler, dilimize geçince, Farsça’daki ses ve anlamlarını korumuşlar mıdır?

Hayır…

En basiti “bahçe” kelimesinde görülüyor. Bunun aslının “bâğçe” olduğu; bunun da “bâğ” kökünden küçültme ekiyle ayrıldığını görmek için Farsça bilmeye veya etimolog olmaya gerek yoktur. 

Farsça aslında “bâğ” “yeşillik yer, gül bahçesi” gibi anlamlara gelir. “Çemen-zâr, çemen-istan, gül-zâr” gibi kelimeler de yakın anlamlıdır ve hepsi “yeşillikli ve çiçekli yer” anlamına gelir. “Bâğ-bân” da yine aynı kelimeye, meslek eki olan “bân” getirilerek yapılmıştır. Bu kelimeler bizim dilimizde, başlarda Farsça’daki anlamlarıyla kullanılıyordu. Mesela Fuzûlî Su Kaside’sinde “Suya versin bâğ-bân gülzarı zahmet çekmesün” derken veya bir Diyarbakır türküsünde “Hangi bâğın bâğ-bânısan gülüsen”  denilirken, bu kelimeler özgün anlamda kullanılmıştır. 

“Bâğ” kelimesinden türetilen “bâğçe”, yazılı metinlerde aynı imlâ ile muhafaza edilmiştir. Fakat 1928’de Latin harflerine geçtikten sonra bu kelime, konuşma dilindeki hâli olan “bahçe” imlâsıyla yazılır olmuştur. Yani kelime kökündeki ğ sesi, h sesine dönüşmüştür.

İster “bâğ” olsun, ister “bâğçe-bahçe” bu kelimeler 19. Asrın ikinci yarısına kadar bugünkü “park” yerine kullanılmıştır ve zaten bir süre sonra, bu kelimelerin yerini “park” kelimesi almıştır. Özgün anlamlarıyla “çocuk bahçesi, çay bahçesi” gibi kullanımlarda yaşamaya devam etmektedir.

Türkçe’de kullanılan “bâğ” kelimesinde de bir anlam kayması söz konusudur. Bu kelime genellikle “üzüm yetiştirilen yer” anlamında kullanılmakta ve buna bağlı olarak “bağ bozumu” terimi de kullanılmaktadır. Yani, kelimenin anlamı, “yeşillikli ve çiçekli yer” anlamından, “üzüm bağı” anlamına doğru kaymıştır. Özgün anlamındaki “yeşillik yer”, üzüm bağında muhafaza edilerek meydana gelen bir anlam kayması veya anlam genişlemesidir bu.  Muhtemelen anlam kayması ve genişlemesi, başlarda halk tarafından yapılmış ama daha sonra bilim diline de girmiş ve “üzüm bağı” anlamındaki “bağ” kelimesi, ziraat bilgisinde bilimsel bir terim olarak kullanılmaktadır.

Benzer bir anlam kayması veya genişlemesi de gene Farsça olan “bostan” kelimesinde görülür. Kelimenin orijinali “bû-istan”dır. “Bû” kelimesi Farsça’da “koku” demektir; “istan” da yer ekidir. İkisi birleştiğinde özgün anlamı “kokulu yer” demektir. Yani her türlü çiçeğin olduğu ve ortalığın kokuya gark olduğu yer” demeye gelir bu kelime. Biz Türkçe’de gene o çiçekli, yeşillikli ve kokulu olma durumundan hareketle, kelimeyi “bostan” şekline döndürmüşüz ve “kavun karpuz yetiştirilen tarla” anlamında kullanır olmuşuzdur. Bu yetmemiş, zararlı hayvanlardan korumak için tarlalara dikilen korkutucu mankenlere “bostan korkuluğu” diyerek bir kavram da üretmişiz.

İğneyi alıp dil kuyusunu kazınca neler çıkıyor neler Süheylâ!... 

Bu yazı toplam 17881 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 2
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim