Başkan Arıcan: Geleceğin felsefesine hazır mıyız?

Başkan Arıcan: Geleceğin felsefesine hazır mıyız?
Genel Başkan Arıcan: Felsefeciler felsefe konularını güncellemeli, bu çağın sorunlarına eğilmeli, içinde bulunduğu çağın şimdiki ve gelecekteki sorunları konuşmayan bir felsefe felsefe değildir. Felsefe yenilikçilik, yeni fikirler, üretim demektir.”

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan Dünya Felsefe Günü dolayısıyla Genç Felsefeciler Ekolü’nün instagram canlı yayınına konuk odu.

20.11.2020 tarihinde Gülfem Akyıldız’ın sorularını cevaplandıran Arıcan; “Genel anlamda söylüyorum günümüzde felsefeyi çok iyi planlayan, geleceği iyi okumaya çalışan filozoflar var. Ama büyük oranda maalesef çok geçmişe bağlı kalmış bir felsefe olgusuyla karşı karşıyayız. Yani felsefe tarihi okutmaktan, filozofları okumaktan, filozofların fikirlerini takılıp kalmaktan öteye gitmeyen bir felsefeyle yüz yüzeyiz. Yani şöyle de diyebiliriz bunu felsefeciler olarak belki de yeniden gözden geçirmemiz gereken bir durum. Filozofların görüşlerine, düşüncelerine bağlı kalan onları aşamayan onlar üzerinden okuyup çağı tasarlayabilen insanlar konumunda değiliz. Ya da bir üçüncü durum felsefeciler olarak güncelden ve gündemden koptuk. Daha fil dişi fikri kulelerimizde yaşıyoruz. Filozoflar dünyasında yaşıyoruz. Belki de kendimizi mutlu eden kendimizi hoş hissettiğimiz Aristo, Spinoza, Hegellerle , Farabilerle yaşıyoruz. Yani bir anlamda ütopik dünyadayız. Biraz bundan çıkıp uyanmamız gerekiyor. Dünya çok hızla dönüşüyor. İnsanlık çok ciddi krizler yaşıyor. Dünya çok yeni gelişmeler yaşıyor. Dünya belki insanlık tarihinde çok görülmediği kadar büyük değişimlerin, teknolojik atılımların yaşandığı bir çağı yaşıyor. Bu anlamda felsefenin geleceği dediğimizde şu durumda okuttuğumuz felsefeler,okuduğumuz felsefeler, konular, teoriler bağlamında durumumuz iç açıcı değil. Neredeyse güncelliği kalmamış, bugüne ve geleceğe hitap etmeyen bilgileri okutuyoruz. Artık demode olmuş, yani yorum olarak bize bir şey söylemeyen düşünceler ve fikirleri okuyoruz, okutuyoruz. Artık bundan vazgeçmemiz gerekiyor. Felsefe bu yöntemle bize, insanımıza, gençlerimize ve hatta insanlığa ve dünyaya bir şey söyleyemez.” dedi.

Geleceğin felsefesini çok iyi belirlemeliyiz

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de etkisini sürdüren bir salgınla yüz yüze olduğumuzu ve virüsün laboratuvar ortamında mı üretilmiş yoksa doğal halde bir canlıdan hayvandan insana geçmiş bir virüs mü olduğunun hâlâ bilinmediğine vurgu yapan Başkan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:

Artık felsefeciler felsefe konularını güncellemeli, bu çağın sorunlarına eğilmeli, kendi içinde bulunduğu çağın ve gelecekteki sorunları konuşmayan bir felsefe felsefe değildir. Benim çok klasik bir yaklaşımım var: Filozoflar, Aristolar, Spinozalar, Farabiler, Hegeller, İbni Sinalar o günkü çağın sorunlarını en iyi şekilde ele aldılar. Belki de insanlığın o günden sonraki 100 ya da 1000 yıllık geleceğini dikkate alan fikirler ve düşünceler ürettiler. Çünkü felsefe yenilikçilik, yeni fikirler, üretim demektir. Filozofların çağın bu anlamda girişimci, yenilikçi fikirlerini üreten insanlardı. Ondan filozof adını almışlardı. Bugün felsefeciler maalesef geçmişi konuşmaktan, filozofu konuşmaktan maalesef çağı konuşamıyor. O nedenle şunu soruyorum: Bugün Aristo, Hegel olsaydı hangi konuyu konuşur hangi sorunları ele alırdı ? Öyle tahmin ediyorum yapay zekayı, biyoteknoloji, nanoteknolojiyi konuşurdu. Bu perspektiften hareketle işte biz sağlıklı gıda, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, çevresel sorunlar, insanlığı tehdit eden kimyasal, biyolojik, radyoaktif nükleer, silahları tehditleri konuşmuyoruz. İşte bunlar bizim gündem konularımız olmalı. Bu yüzden geleceğin felsefesini çok iyi belirlemeliyiz. Geleceğin felsefesinin konularını bilime bütüncül bakarak diğer bilim dallarıyla iş birliği yaparak sağlıkta, teknolojide gelişmeler ve onlarla beraber ortaya çıkacak sorunları konuşan bir felsefe oluşmalı. Geleceğin felsefesi insanı, evreni konu edinen meseleler olmalı.”

Yapay zeka karşısında doğal insan zekası ne olacak?

Konuşmasında, “Tehdit ve tehlikeleri güçlü felsefeyle , güçlü felsefi bakış açısıyla bertaraf edebiliriz. Teknik ekiplerde, yapay zeka çalışmalarında mutlaka felsefeci, psikolog bulundurulmalı” uyarısında da bulunan Genel Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Salgın dolayısıyla bilim kurulu kuruldu. Ama bundan sonra insanlığın, çağın bundan önceki insanlığın binlerce yıllık geçmişi gibi olmayacağını düşünüyorum. Ama bu konuda artık tüm disiplinler el birliği yapmalıyız. Felsefecileri daha çok çalıştırmalıyız. Felsefeciler geri de durmamalı. Yapay zeka karşısında doğal insan zekası ne olacak ? Bu konular üzerinde yoğunlaşmalıyız. Bunu felsefi kültür ve birikimi ile yapmalıyız. Yanlış anlaşılmasın felsefenin geleceği derken arkeolojik çalışmaları yadsıdığım için söylemedim buraya takılıp kalmamalıyız diyoruz. Rousseau bile sanayi devriminin olduğu dönemde ilerlemenin geriliği nasıl olmalı diyordu. Sanayi devrimini bile acaba bu ilerleme insanlığın geleceğini tehdit edebilir mi ? diye sorar. Birçok teoriler felsefeciler tarafından dikkate alındı, yeni kuramlar gerçekleştirildi. Ama donukluğu artık felsefeciler ortadan kaldırmalı. Teknoloji, sağlık, çevre felsefesi gibi tüm güncel sorunları dikkate alan teması bu olan ve bunlar üzerine yoğunlaşan ve gelecek çağın sorunlarını şu an Türkiye için söylüyoruz kasım ayının sonlarına geldik mevsimler kaydı hala sonbaharı yaşıyoruz kışı yaşayamıyoruz. Müthiş bir iklim değişikliği yaşanıyor.  İnsanın bu evrende  insanca yaşayabilmesini sağlayacak her ne sorun varsa felsefe tamamen bunlara eğilmeli. Bunlar üzerinden biz felsefe birikimlerini, felsefe kültürlerini sürece dahil etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Dünya felsefe gününde önemli etkinlikler yapılmalı

“Dünya felsefe günü” nedeniyle, ülkemizin önemli felsefecilerinin bir araya gelerek günümüzün önemli meseleleri hakkında değerlendirmelerde bulunmalarının önemine de değinen Başkan Arıcan, “Türkiye’deki tüm üniversitelerdeki felsefe bölümleri “Dünya felsefe gününde” mutlaka bir etkinlik yapmalılar. Güncel sorunları hocalarımızın gündemlerine taşımalıyız. Önemli meselelerimizi felsefi problemler arasına dahil etmeliyiz. Bu çaba hepimize düşüyor. Felsefeyi diri ve canlı tutmak, konulara, problemlere felsefi bakışla bakmak gerçekten çok önemli.” diye konuştu.

                                                                               Gülfem Akyıldız – Mahmut Erdemir

 

Bu haber toplam 1441 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim