• İstanbul 13 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 2 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 14 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 8 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 10 °C

Bugün Müslümanlar cin gibi bakan uyurgezerler halinde.

Bugün Müslümanlar cin gibi bakan uyurgezerler halinde.
"Medeniyet bir sonuçtur. İslam asıldır. Medeniyet söner ama İslam her zaman canlıdır. İslami ilkeleri, ruhu kavrayıp yaşamaya başladıktan sonra sonuç neyse o ortaya çıkar."

"Medeniyet bir sonuçtur. İslam asıldır. Medeniyet söner ama İslam her zaman canlıdır. İslami ilkeleri, ruhu kavrayıp yaşamaya başladıktan sonra sonuç neyse o ortaya çıkar."

 

Zamanın Ruhuna Karşı kitabınız yayımlandı. Kapağın önyüzü içeriği yansıtır mahiyette. Batı’yı geriletmek için çarpışmaktan başka çaremiz yok diye bitiriyorsunuz bir yazınızı. En baştan başlayalım. Nedir "zamanın ruhu"? Buradan hareketle önceki dönemlere ait "zamanın ruhu" kavramını Osmanlı belirlemiş midir? Yanlış anlaşılma pahasına şunu sormak istiyorum: İnsanları huruca mı davet ediyorsunuz?

Bugün Müslümanlar cin gibi bakan uyurgezerler halinde.

İletişim ve ulaşım teknolojileri nedeniyle dünyada olan bitenleri işi, mesleği ne olursa olsun herkes çok iyi takip edebiliyor. Fakat genel kamuya ve kültür hayatına aktarılan dünyanın kısırlığı, insanların takip ettikleri dünyanın içinde hapsolup kalmalarından kaynaklanıyor. Tarih miskin, nostaljik, öykünmeci ve kibirli taraflar tarafından sürekli yönlendirmek için kullanılıyor. İnsanlar bir mensubiyetten, tarihten, gâvurdan, suni gündemlerden bahsederken bunların ötesine geçebilecek bir iradeyi ve gücü kendilerinde bulamıyorlar. İnsanımız genel entelektüel düzeyimizle aynı: herkes meseleleri çok iyi tespit edebiliyor, ettiklerini zannediyor; fakat bu meselelerin üzerine yürümeye sıra geldiğinde türlü gerekçeler, zamanın ruhunun haklı olduğunu ortaya seren iyi bahaneler buluyoruz. Ben kitaplarımla bu bahanelere sığınmanın beyhude olduğunu göstermek istiyorum.

Zamanın ruhu, zamanın dilini, kavramlarını, tekniğini üretmektir. Osmanlı / Türkler uzun 400 yıl boyunca kapitalizmin ortaya çıkışını geciktiren bir yapı kurdu. Tüm ticaret yollarını tuttu, ekonomiyi yönlendirdi, savaşın ve barışın kurallarını koydu, dünya sistemini belli oranda yönlendirdi. Tarihçilere hem de bugün Kemalist kimliğini öne çıkartan tarihçilere bakılırsa bunları “şeriat”ı takip ederek yaptı.

Bugün Badiou gibi entelektüeller kitaplarında hala “köylüleri katleden Türkler” diye cümle kuruyorlar. Yani zamanın ruhunu belirleyen kavramlar Batı medeniyetinden çıkıyor; demek ki zamanın ruhu kadar zamanın kendisi de önemli, potansiyel ve öz hepsinden daha mühim. Zamanın ruhu geçicidir, öz müracaat makamındadır. Bizim bir tarzımız vardı, hala da var fakat biz tarzımızı devretmek istiyoruz. Bir huruç teklifinde bulunmuyorum. Batı bugün küresel sistemini kavileştirmek için bu tür piyonları her zaman buldu, bulmaya devam ediyor. Ben küçüklüğümden beri, olayların bize anlatılan yönlerinin hep yalan olduğunu, asıl meselenin o gösterilmeyen içyüzünde saklandığını düşündüm, haksız da çıkmadım. Zamanın Ruhuna Karşı, zamanın ruhunun söylediklerini şüpheyle karşılamayı, özümüzü, bize özgü tarzı yeniden gündemimize getirmeyi teklif ediyor.

Zamanın, çağın, Batının gündemine getirmeden önce kendi gündemimize getirmeyi…

Devamı için: http://kulturgundemi.com/soylesi/ercan-yildirim-bugun-muslumanlar-cin-gibi-bakan-uyurgezerler-halinde-haber-6474#sthash.WiYLKNLc.dpuf

Bu haber toplam 832 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim