Görsel sanatların en önemli dalı olan sinema canlılığını, diriliğini hep koruyor. Türkiye senaryo açısından cennet bir ülke. Ne yazık ki bu topraklar istisnalar dışında çok iyi sinemacılar çıkarmadı. Bunda senaryo yetersizliği, bütçe eksikliği ve yakın döneme kadar ABD sinemasının bariz olumsuz etkisi katkısı vardı.
Son 10-15 yıldır yerli filmler Batı hegemonyasını ciddi bir şekilde kırdı. Gişede Türk filmleri artık birbirleriyle yarışıyorlar. Bir de daha sanat endeksli filmler yapanlar var. Semih Kaplanoğlu, Çağan Irmak, Nuri Bilge Ceylan gibi iyi filmler yapan yönetmenlerimiz var. Eskiden de Metin Erksan, Ömer Kavur gibi etkileyici filmler yapan yönetmenlerimiz vardı.
Özellikle Kavur'un Anayurt Oteli başyapıt özelliğini koruyor. Zaman zaman Avrupa'da ödül alan filmlerimiz oluyor ama Nuri Bilge Ceylan diğerlerinden daha farklı bir noktada duruyor. Bazı filmleri izlersiniz ve kendinizi bulursunuz ya, Ceylan'ın Mayıs Sıkıntısı benim için öyledir. Mayıs ayı gelince insanları ruh halinin nasıl tuhaflaştığını anlatan Ceylan'ın 1999 yapımı bu filmi bence kendisinin en iyi eseridir. Bunun sebebini şudur budur diye izah edemem ama duygularıma tercüman olduğunu iyi biliyorum.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/CemKucuk/nuri-bilge-ceylan/53798































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.