• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

D. Mehmet Doğan: Dil Kurumu’na ödül!

D. Mehmet DOĞAN

Dil Kurumu’ndan güzel bir haber aldım, sevindim. Dilimize, edebiyatımıza büyük hizmeti olan, kardeş lehçelerin edebiyatlarını bize ilk tanıtan Ali Yavuz Akpınar hocaya Türk Dilini Hizmet Ödülü verilmiş. Tebrikler.

Haberi yayan arkadaş, nedense TDK’nin Yavuz Akpınar’a gönderdiği ödül yazısını da koymuş. Sevincim kursağımda kaldı!

Daha önce “Dil Kurumu’nda Türkçe bilen kalmadı mı?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Kurum’un Veteriner Hekimlik Terimleri Sözlüğü’nün sunuş yazısı üzerine. Orta okul öğrencisi böyle bir şey yazarsa kompozisyondan sınıfta kalır diye…

Daha sonra da Kurum metinlerinde böyle Türkçe bozuklukları ile çok karşılaştım. Zaman zaman uyardım, çoğu zaman da ne halleri varsa görsünler demek zorunda kaldım.

Yavuz Hoca’ya gönderilen dört satırlık bir yazı, Türkçe ifade bakımından en hafif tabiriyle “zayıf”!

Hizmet ödülünde, Yavuz beye Türk diline vermiş olduğu katkıdan bahsediliyor. Türk diline katkı vermek nedir? Bu zaten hizmet ödülüdür ve hizmet kavramının kapsayıcılığı karşısında böyle bir ilaveye lüzum yoktur.

“Türk diline vermiş olduğunuz katkı ve [yapmış olduğunuz] hizmetlerden ötürü Kurumumuz tarafından şahsınız Türk Diline Hizmet Ödülüne lâyık görülmüştür.”

Bu yazı bir şahsa yazılıyor, özne o. Bu yüzden “şahsınız” demenin anlamı var mı? Eskiden olsa idi zât-ı âlileri denirdi, bunun bir anlamı vardı, bir nezaket ifadesi idi.

Yalın bir dille şöyle denebilirdi:

“Türk diline büyük hizmetlerinizden ötürü Kurumumuz sizi Türk Diline Hizmet Ödülü’ne layık görmüştür.”

Devamında: “Kasım ayı içerisinde yapılacak ödül töreni ile ödülünüz takdim edilecektir.” denilmiş.

“Ödülünüz, kasım ayı içinde yapılacak törende takdim edilecektir.” Net ifade bu olabilir. Bir cümle daha:

“Şahsınızı tebrik eder, ödül törenimizi teşriflerinizi istirham ederim.”

Gene şahsınız!

Metin bir ödüllendirme yazısının ihtiva etmesi gereken unsurlar dikkate alınarak kaleme alınmalıydı.

Önce ödülün mahiyeti, nasıl ve neden verildiği belirtilmeli. Sonra ödül verilen kişinin hizmetleri birkaç cümle ile ifade edilmeli. Sonra ödül töreninin zamanı ve yerinden bahsedilmeli. Nihayet tebrik cümlesi/leri eklenmeli, davetiyede yer alacak hususlar bu metinde yer almamalıydı.

          “Türk alfabesi” mi dediniz?

Bu Türkçe fukaralığı dışında mühim bir mesele var. Asıl dikkat çekici taraf yazı başlığı (antet). Dikkat edilirse, alfabedeki bize mahsus harfler başlıkta görünmüyor: İ, ş, ğ.

Dil Kurumu örnek olmak zorunda. Latin alfabesinde kendimize mahsus sayılabilecek harfler bunlar. Bu konu en çok Dil Kurumu’nu ilgilendirir. Öyleyse bu savrukluk neyin nesi?

Doğru dürüst bir başlık/antet yaptıracak eleman mı bulunamıyor?

Dil Kurumu’na bir yardımımız dokunsun, ödüle saysınlar!

 

 


1-128.jpg

Bu yazı toplam 70 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim