• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C

D. Mehmet Doğan: Kırgızistan- Türkiye milli marşlarının temel kavramları aynı

D. Mehmet Doğan: Kırgızistan- Türkiye milli marşlarının temel kavramları aynı
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen “Türk Devletlerinde Toplumsal Dönüşümleri” ana temasıyla “Türk Devletleri Uluslararası Bilim Şöleni” sona erdi.

Türk Devletlerinin Bağımsızlığının 30. yılı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100. yılı ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin 25. yılı dolayısıyla Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen “Türk Devletlerinde Toplumsal Dönüşümleri” ana temasıyla “Türk Devletleri Uluslararası Bilim Şöleni” sona erdi.

12 Aralık 2021 tarihinde başlayan ve iki gün devem eden şölenin ilk gün panelinde  “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İstiklal Marşı” oturumu yapıldı.

Prof. Dr. Said Okumuş’un başkanlığında yapılan oturumda Türkiye Yazarlar Birliği kurucu ve şeref başkanı D. Mehmet DOĞAN “İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” konu başlıklı konuşması ile başladı.

D. Mehmet Doğan: Kırgızistan milli marşıyla bizim marşımızın temel kavramı aynı

Kırgızistan istiklâlinin veya azatlığının 30. yılındayız. 30 yıl önce burada bir sistem değişikliği oldu. Sovyet sistemi artık kendini taşıyamadığı için geri plana çekilirken burada da müstakil bir devlet ilan edildi. Önce bir bayrak tasarlanıyor sonra da bir milli marş. Bu milletlerarası ilişkilere lazım içerde lazım değilse bile.

Bugün Birleşmiş Milletlere kayıtlı iki yüze yakın devlet var. Bundan yüz yıl önce dünyada bu kadar çok devlet yoktu. Büyük devletler vardı. Bazı ufak devletler vardı ama hepsini toplasan yirmiyi geçmezdi. Büyük devletler birbirine sefir-i kebir (büyükelçi) gönderirdi ama küçük devletlere orta elçi veya elçi yani büyük unvanı olmayan elçiler gönderirlerdi. Ama dünya sistemi ikinci dünya harbinden sonra bilhassa değişti çok sayıda yeni devlet ortaya çıktı. Bu yeni devletlerinde hepsinde bir bayrak ihtiyacı bir de marş ihtiyacı var. Desinatörler harıl harıl çalıştılar ve bir çok bayrak imal ettiler. Şairlere iş düştü marş yazdılar bestekarlar onları besteledi. Tabi şunu da söyleyeyim nasıl kırmızı, sarı, yeşil, mavi renkler ya yatay ya dikey şekilde sıralanarak bayraklar yapılıyorsa aynı şekilde marşlarda yapıldı. Hatta bazı devletlerin, devletçiklerin marşlarının sözleri dahi yok. Sözsüz marşı olan devletler var.” dedi.

Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırgızistan bir sosyal geleneği olan yüzyıllarca hatta binyıllarca geçmişi olan tarihi olan devlet. Rastgele bir bayrak yapmayacakları gibi marşta yapmamalıydı diye düşünüyorum. Nitekim Kırgızistan bayrağı kırk ışınlı güneş, etrafında kırk ışın var. Bu bayrağın merkezinde de bizde nasıl Ayyıldız varsa Kırgız çadırının tepeliği bulunuyor. Buna “tündük” deniyormuş. Kazakistan bayrağı da böyle onlar da “şanrak” diyorlar. Bu aslında sembolik olarak çok önemli. İnsan kimliğinin başladığı yer evdir. Eğer bir insan bir evde yaşıyorsa o evle başlayan bir kimlik süreci var.

Ev, sokak, mahalle, şehir, ülke ve tabi bu arada dil, kültür bütün bunlarla birlikte yürüdüğü için. Bu tündük aynı zamanda o evde ateş yakılan yerin üstündeki baca, ocak. İstiklâl Marşı nasıl başlıyor “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” yani aşağı yukarı bu bayrakta ifade edilmek isteneni Mehmed Âkif de İstiklâl Marşı’nda söylüyor; ocak, ev, yurt bu önemli.”

Kırgızistan milli marşına “Memleketlik Him” dendiğini ve bu kavramın milli yerine kullanıldığını ifade eden D. Mehmet Doğan, ““Him”, batı dillerinde ilahi demek. Aslında bizim “İstiklâl Marşımız” milli marş isimlendirmelerinin dışında bir isimlendirme. Bu ilahiler insanların çok daha fazla tekrarladığı musîkîli eserler olduğu için batı dünyasında marş demek yerine bir de sırf askeri olmadığı için böyle denilmiş. Kırgızistan’da da böyle denilmesi uygun bulunmuş. Ve iki şairi yazar olan bir marş, Cemil Sadıkov ve  İşmambet Kulyev. Şahsen hayattalarsa kendileriyle tanışmak ve konuşmak isterdim. Yani nasıl bir hissiyatla bu işi yaptıklarını öğrenmek isterdim. Kırgızistan milli marşıyla bizim marşımızın temel kavramı “istiklâl” ve “azatlık” manaları bunların aşağı yukarı aynıdır. Azatlık kelimesi Kırgız marşında üç kere tekrarlanıyor. Bizde de istiklâl kelimesi birçok kere tekrarlanıyor. Buradaki farklardan biri de Kırgızlarda önce azatlık var yani istiklâllerini ilan etmişler sonra da bayrak çizmişler ve marş yazdırıp besteletmişler. Bizde ise geleneksel olarak bayrağımız yüzlerce neredeyse bin yıldır var ve bizim batıyla savaşımızın adeta sembolleştirilmiş şekli yani hilal ve haç mücadelesinin cereyan ettiği yer Anadolu toprakları. Dolayısıyla biz hilali temsil ediyoruz İslâm’ı temsil ediyoruz.”

Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan: Âkif, Türk dünyasının insanilik değer üzerinden yürümesini söylüyor

musakazimkirgiz.jpg

Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti'nin milli mücadeleyi verdiği süreç içerisinde yazılan İstiklâl Marşımızın TBMM kabul edilişinin 100. Yılındayız. İstiklâl Marşı'nın aynı zamanda tüm Türk milletlerinin de Türk tarihinin de Türk İslâm tarihinin de bir marşı olduğunu düşünüyorum.  İstiklâl Marşı'ndaki medeniyet ve hürriyet sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Âkif bu konulardaki hassasiyetini açık açık şiirinde belirtmiştir.

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu satırlar bir meydan okumadır. “ diye konuştu.

İstiklâl Şairi Âkif’i aynı zamanda “Kur'an şairi” olarak tanımlayan Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü: İstiklâl Marşı yazılmadan daha önce, Milli mücadeleye davet edildiğinde Mehmet Âkif o İslâm şairi sıfatıyla Ankara’ya davet edilir. Meclise girdiğinde mesleği İslâm şairi olarak yazılır. Dolayısıyla bu fikriyatında da yine Kur’an ve İslâm çok belirleyicidir.”

Konuşmasında Âkif’in ilme, teknik ve fenne büyük önem verdiğinin altını çizen Genel Başkan Arıcan, “ Âkif, batı ile doğu medeniyetlerinin birbirinden farklı olduğunu söyler. Batı her ne kadar ilim ve fen olarak ilerlese de insaniliği unuttuğunu vurgular. Hep Türk dünyasının Türk devletleri teşkilatının insanilik üzerinden gideceğini, gitmesi gerektiğini vurgular.”

Prof. Dr. Cevat Özyurt: Millet Şairi Mehmet Akif Ersoy'da İrfan, Erdem ve Eylem

cevatozurt.jpg

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi  Prof. Dr. Cevat Özyurt "Millet Şairi Mehmet Akif Ersoy'da İrfan, Erdem ve Eylem" başlıklı bildirisini sundu. Konuşmalarında millet şairi kavramı üzerinde duran Prof. Dr. Özyurt millet şairi kavramını açıklayıp en önemli özelliği "Milletin dilini konuşup milletin din ve inançları ile çelişmemek onun sözcüsü olabilmektir" dedi.

Oturum konuşmacılarından Prof. Dr. Burul Sagınbayeva “Türk Devletlerinin Milli Marşlarının Karşılaştırmalı Analizi" konu başlıklı bildirisinde Türk Devletlerinin Milli Marşlarının vatanseverlik, özgürlük, dostluk ve uyum, insanlara ve halka hitap, ulusal semboller, tarih ve barış ana kavramlarını barındırdığından bahsetti.

Doç. Dr. Muhammed Enes Kala: İstiklâl Marşı bir milletin kurtuluş destanının hikayesi ve remzi olmuştur

muhammedeneskala.jpg

Türk Devletleri Uluslararası Bilim Şöleni’nin ilk oturumu olan “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İstiklâl Marşı Oturumu” son konuşmacısı TYB Genel Sekreteri Doç. Dr. Muhammed Enes Kala da yaptığı konuşmada:

“Mehmet Âkif Ersoy, çağının pozitif ilimlerine vakıf olan bir alimdir ancak pozitivist değildir, bunun yanında güçlü bir irfan geleneğinin temsilcisi olarak arif bir şahsiyettir. Her şeyden önce o, bir ahlâk abidesidir. Hayatı ahlâkiliğin tüm boyutlarını test etme bir düzlemi gibidir. Yaşama zevkini bırakıp yaşatma ahlâkına gönül vermiş bir millet mistiğidir Âkif. İletişimde, iletişimin gücü ve sıhhati, iletişimde kaynak, kanal, hedef ve alıcı olmak üzere dört sütuna bağlıdır. Bu açıdan iletişim, muhatabın idrakini, iradesini ve hissini dönüştürüp inşa ediyorsa başarılı ve güçlü olur. 

Hitabet/retorik, iletişimin taşıyıcısı olarak düşünülebilir. Hitabetin üç temel unsurunu Aristoteles ifade etmiştir, zikredilen unsurlar akli yapı (logos), ahlâki yapı (ethos) ve hissi yapı (pathos) iletişimin saçayakları olan hatip, hitabet ve muhatap açısından yerli yerine oturtulursa hitabet sağlıklı ve güçlü demektir.

İstiklâl Marşının hem milli mutabakat metni olması hem de şairinin bir alim ve arif olarak toplumunu çok iyi tanıyan fazıl bir şahsiyet olması itibarıyla hitap ve hatip saç ayakları açısından hitabetin akli ve ahlâki yapılarını karşılamayı başarmış olduğu ifade edilebilir. İstiklâl şairi Mehmet Âkif, milletin derunundaki hissi derinden hissetmiş, sadrıdaki manayı satırlara dönüştürerek milletin idrakini, iradesini ve hissiyatını mayalamayı başarmış, cephede tüm milleti şevkledirmiştir. Bir milletin iştiyakını artırması ise söz konusu marşın hissi boyutunun (pathos) gücünü gösterir. Bu itibarla İstiklâl Marşı bir milletin adeta kurtuluş destanının hikayesi ve remzi olmuştur.” dedi.

Prof. Dr. Osmonakun İbraimov oturum başkanlığında “Kırgızistan Oturumu” ve Prof. Dr. Mehmet Karakaş oturum başkanlığında “Türkiye Oturumu” gerçekleştirildi. Oturumların ardından bildirilerini sunan panelist ve oturum başkanlarına sundukları katkılardan dolayı katılım ve teşekkür belgesi takdimi sonrası “Türk Devletleri Uluslararası Bilim Şöleni” ilk günü sona erdi.

Hibrit şekilde gerçekleştirilen Şölen, açılış oturumu dışında yapılan tüm birinci gün oturumları Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Mediamanas YouTube kanalından canlı olarak yayınlandı.

Bu haber toplam 669 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim