General Aung San aslında bir general değildi. Hatta bir asker bile değildi. 1826’dan itibaren İngilizler tarafından yavaş yavaş ele geçirilen Burma’da doğmuş bir Budistti. Koyu bir Budizm eğitimiyle büyümüş, sonra da hukuk okumuştu. Aslında tam olarak hukukçu da değildi. İngiliz işgali altındaki ülkesinde İngilizlere karşı çıktığı için okuldan atılmış, daha sonra da kendini gazeteciliğe ve siyaset işlerine vermişti.
Gençlik yıllarında tam bir isyancı olan Aung San, kendini ‘antiemperyalist’ olarak tanımlıyordu. Ama tam olarak antiemperyalist de değildi. Yazdığı bir makalede en büyük kahramanının, ABD’nin kurucusu Abraham Lincoln olduğunu söylüyordu. Buna rağmen gönlü her zaman komünizmden yanaydı. Ama tam olarak bir komünist de değildi. Bunu, Japonlarla ilk karşılaştığında anlayacaktı.
Devamı: https://www.gzt.com/gercek-hayat/darbe-severler-icin-ibretlik-bir-hikye-3578868
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.