• İstanbul 18 °C
  • Ankara 15 °C

Dehilek Ya Resulallah

M. Çetin BAYDAR

Herkeste olduğu gibi benim de zaman zaman kafama bir kelime takıldığı olur.

Bu sefer zihnimi “Dehilek” kelimesi meşgul eyledi 

Ansiklopediler, sözlükler elden geçti ama bir faydası olmadı. 

Sonra bir şair keşfettim ki onun mısraları arasında “Dehilek-yandım” kelimesi geçiyordu

Bu şair Yaman Dede’dir

Yaman Dede 1888 yılında Talas’ta doğan bir kişidir. Babası katı bir Ortodoks’tu. Rum’du kendisi… O zamanki adıyla Diyamandi, ilköğrenimini Rum Ortodoks mektebinde yapar. Ailesi Kastamonu’ya göç ettiği için liseyi burada okuyarak birincilikle tamamlar. Çevresindekiler ona Yamandî Molla lakabını takar. Çünkü o Hıristiyan olduğu halde Mevlâna’ya çok düşkündür. Arapça ve Farsçayı kısa zamanda öğrenir. Mevlâna’nın Mesnevi’si onun içindeki ateşi kor hâline getirmiştir. Mesnevî’nin ilk beyitlerinden çok etkilenir. Şeyh Sadi’nin Gülistan’ını ezberlercesine okur. Doğunun bu gizemli kaynakları onu İslâm inancının şefkat iklimine götürür. İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirerek avukat olur. Bir ara eğitimcilik ve avukatlık yapar. Artık bu dönemlerde Müslümanlığı içten içe yaşar; fakat bunu ailesinden gizler. Konya’yla İstanbul arasında mekik dokur. Mevlâna’yı dili döndüğünce geniş kitlelere anlatır.

Gizliden gizliye yaşadığı inancını ifşa etmenin zamanı geldiğine inandığı için elli beş yaşında iken 15 Şubat 1942’de ismini değiştirir ve Mehmet Abdülkadir Keçeoğlu adını alarak nüfus idaresine yazdırır. Din hanesinde artık “İslâm” yazmaktadır. Durumu ailesine açınca, ailesi tarafından dışlanır. Bu noktadan sonra yapacağı tek şey, ceketini alıp evden çıkmaktır; o da onu yapar. Bundan sonraki hayatında bir evlilik daha geçirir. Zamanını öğrenci yetiştirerek anlamlandırır. Şeyhi olan ve hayatını şekillendiren Ahmet Remzi Dede, ona “Yaman Dede” adını verir; böylece tanınır.

Yaman Dede’nin peygamber aşkı dillere destandır. O, Resulullah’ı canından çok severdi. Yaman Dede iyi bir şâirdir aynı zamanda. Dinî ve tasavvufî temalı şiirlerle tanınmıştır. Kâinatın serveri Hz. Muhammed(SAV) ‘le ilgili olarak yazdığı şu şiir, pek çok kişinin hafızasında çiçek açmıştır:

 

“Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resûlallâh Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resûlallâh Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resûlallâh Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh 

Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifâsın sen Muazzam bir sehâsın sen, dilersen reh-nümâsın sen Habîb-i Kibriyâsın sen, Muhammed Mustafâ’sın sen Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Gül açmaz, çağlayan akmaz, İlâhî nûrun olmazsa Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa Firâk ağlar, visâl ağlar, ezel mestûrun olmazsa Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh 

Erir cânlar o gül-bûy-ı revân-bahşın hevâsından Güneş titrer, yanar dîdârının, bak, ihtirâsından Perîşân bir niyâz inler hayâtın müntehâsından Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh 

Susuz kalsam, yanan çöllerde cân versem elem duymam Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Ne devlettir yumup aşkınla göz, râhında cân vermek Nasîb olmaz mı Sultânım haremgâhında cân vermek Sönerken gözlerim âsân olur âhında cân vermek Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Boynu büktüm, perîşânım, bu derdin sende tedbîri Lebim kavruldu âteşden döner pâyinde tezkîri Ne dem gönlüm murâd eylerse taltîf eyle Kıtmîr’i Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Din ve iman uğruna yârdan ve serden geçmek samimiyetin ve ilâhî aşkın zirvesidir. Bunu gerçekleştirenler, iki cihan saadetini yakalayan ender simalardandır. Yaman Dede(Mehmet Abdülkadir Keçeoğlu) bu bahtiyar insanlardan birisidir. Misafir olarak ömrümüzü geçirdiğimiz bu fâni dünyada bize kalacak güzellikler, işlediğimiz hayırlı amellerdir; gerisi lâfügüzaftır. Bir gönül dostu ve ahlâk abidesi olan Yaman Dede ‘yi muhabbetle anıyor Yüce Yaratandan Rahmet diliyoruz.

07.06.2011

Bu yazı toplam 3821 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim