• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

“Demokrat Bozuntusu” Kral!..

Namık AÇIKGÖZ

Hafta içinde Belçika’da idim. Hani, gümrük memurlarının “Emirdağ mı büyük, Türkiye mi?” diye sordukları, Emirdağ’dan kopanın vardığı ilk istasyon olan o Belçika’da idim. Europalia Festivali 2016 çerçevesinde Ahmed-i Hanî’yi anlatmak üzere programda yer almıştım. Yunus Emre Enstitüsü Konferans Salonu’nda konuşmamızı yaptık. (Salonda gene Emirdağlılar vardı.)  

Kısa süre de olsa şehri gezmeye ve tanımaya çalıştık.  Yunus Emre’nin Sevgili Müdürü Rahmi Göktaş ve yardımcısı Melih Yediyıldız’ın mihmandarlığı ile şehrin ana yapısını görmeye çalıştım. Brüksel’e gelenlerin ilk uğrak yerlerinden biri Grand Place, yani Büyük Meydan’dır. (Valla o kadar da büyük falan değil. En fazla 3 dönümlük bir yer. Bizim köyde 3 dönüm tarlası olmak fakirlik demektir.) Tabii meydanın en cazip tarafı, tarihî binalarla çevrili olması. Tarihî binalardan da en göze çarpanı, belediye binası. Adamlar ihtişamı meydana çökertmişler ve binanın önüne diktikleri iki tane kule ile de ihtişamı taaa uzaklardan hissettirmeyi amaçlamışlar. (Bu kulelerin yanında, iki ve üç şerefeli minareler var arkadaşlar. Benden söylemesi. Mimarı kimse, çaktırmadan İslamî unsur da eklemiş.) O ihtişamı görünce ister istemez “Bir belediye için bu kadar gösterişe gerek var mı? Kim bilir kaç odası vardır?.. Ne gerek var o kadar odaya?” falan dedirtiyor şeytan.

Karl Marks’ın ve Victor Hugo’nun sürgün zamanlarında kaldıkları evler de bu meydanda. Adamlar levhaları çakmışlar. Bir “Hz. Marks ve Hz. Hugo, bir süre burada yaşamıştır.” demedikleri kalmış neredeyse.  Bir arka sokakta da Verlaine’in (“Ver laaayn!..” okunur ve bu okumanın Kadir İnanır’la hiç alakası yoktur.)  Rimbaud ile düello yaptığı yer vardır. Oradan biraz daha ilerledin mi meşhuuur “İşeyen bebek (Manneken Pis) heykeli”. 

Birkaç tarihi binadan sonra, Maliye Bakanlığı ve Sigorta binasının olduğu meydana gidince “oda sayısına endeksli bina”ları orada gördüm. Adamlar bir Maliye Bakanlığı binası dikmişler arkadaş, bakarken arkaya eğilmekten kafandan şapkan düşer. “Vay bee!... Acaba bunun da bin odası var mıdır?” diye düşündüm. Bin odası olsaydı bir espri yapacaktım ama sanırım binden fazla odası vardır. Fıkrayı bilirsiniz. Temel Tursun’a, “Ula uşağum, oruçken kaç hamsi yiyepilursun?” demiş; Tursun da “Yüz hamsi yerum.” diye cevap vermiş. Temel, “Olur mi daaa?... Pi hamsi yedun, orucun citti; geri kalanini oruçsuz yirsun” demiş ve gülüşmüşler. Tursun eve gidince eşine: “Ula Fadima, oruçluyken kaç hamsi yiyepilursun?” demiş. Fadime de “Elli…” deyince Tursun: “Tuh!.... Yüz teseydun bi espri yapacağidum.” demiş. Ben de o hesap, bin oda olduğunu öğrenseydim, belki espri yapmazdım ama espri yapmaktan daha beter bir olumsuz etkisi olan zavallı muhalefetimizi hatırlardım ve yüreğim sızlardı.

Muhalefet dedim de aklıma geldi… Belçika ana muhalefet partisi ve aydınları, muhalefet etmeyi bizden öğrenmişler ve Belediye binasına “kaçak saray”, Maliye Bakanlığı binasına da “Kaçak Malı Ye” diyorlarmış. (“Uydurma hocaaa!... Belçikalılar Türkçe mi konuşuyor da ‘Kaçak Malı Ye’ diyorlar?” diyeceksiniz. Orada konuşulan 3 dile, Emirdağlılar Türkçe’yi de ekletmişler ama Emirdağ Türkçesini.) Bundan daha da komiği, şaftı kaymış ve akıl sağlığı meşkûk ana muhalefet, Belçika kralına “Demokrat bozuntusu” falan diyesiymiş. Ben uydurmadım… Belçika’nın geveze kuşları söyledi.

Yaaa Süheylâ… Brüksel’in halleri böyle işte.

Bu yazı toplam 559 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim