• İstanbul 17 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 18 °C
  • Şanlıurfa 22 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 20 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 20 °C

Diyarbakır Yazarlar Birliği

M. Ali ABAKAY
Uzun zamandır düşündüğüm ve şimdi ete kemiğe bürünmeye başlayan, gençleri bir araya tecrübeli isimler etrafında kenetlendirecek, tümüyle gönüllülük esasına bağlı Diyarbakır Yazarlar Birliği, artık şehre hizmet etme amacıyla resmî işlemler tamamlandıktan sonra yoluna başlayacak.

Diyarbakır’a dair çalışmaları olanları tek bir çatı etrafında bir araya getirecek bu oluşum, hiçbir maddî beklenti içinde olmayan, sadece işi şehrini tanıtmak, kültürel faaliyetler yürütmek olan bir çerçevede tümüyle bağımsız bir kuruluştur.

Diyarbakır Yazarlar Birliği, üyelerinin katkılarıyla çalışmalarını yürütecek ve bu çalışmalarla şehre yakışır biçimde etkinliklerde bulunacak, üyelerinin çizdiği çerçevede kültürel, edebî çalışmalarla şehrin bugüne kadar ele alınmamış konularda eli, dili, kulağı olacaktır.

Birçok oluşum, bazılarından bir şeyler beklendiği için sonuçta varlığını korumaktan uzak düşüyor, parçalanmalarla zaman içinde unutulmaya mahkûm kalıyor.

Diyarbakır Yazarlar Birliği üstlendiği misyon gereği üzerine düşen tanıtımı yaparak, şehrin dışa açılımını, konferansların ve sempozyumların düzenlenmesini, şehri tanıtacak yayınların çıkarılmasını üstlenerek, kendisine düşen görev ne ise onun en iyi biçimde yapılmasını sağlayacak ve çabalarının karşılığını şehri tanıyan ne kadar artarsa olumlu yönde şehri tanıyanların sayısıyla alacaktır.

Diyarbakır Yazarlar Birliği, oluşumunu tamamladıktan sonra açılışını da sessiz ve sakin biçimde yaparak, medyatik gösterişe girmeyecektir.

Diyarbakır Yazarlar Birliği, ihtişamlı, gösterişin ön plânda olduğu bir mekân yerine sadeliğin ve samimiyetin belirleyici olduğu, gündelik hayatın yansımalarının aksettiği kendi halinde bir mekânda bulunacaktır.

Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin bu güne kadar şehrimizde kurulmamış olması bizce şehrin tanıtımı açısından büyük bir eksikliktir. Daha önce kurulan derneklerle vakıfların günümüzde işlevsiz konumda bulunduğunu, kimi çalışmalar sonrası aktivitesi olmayan bu kuruluşların ismen kaldığını, kendilerini hatırlatan yayınlardan başka bir iz bırakmadıklarını görüyoruz. Belki Diyarbakır Yazarlar Birliği de ilgi görmeyecek, çalışmalarını destekleyecek kimilerini bulmayacaktır ve bu hazin sonla karşı karşıya kalacaktır.

Biz, Diyarbakır Yazarlar Birliği’ni şehrini tanımak ve zamanla tanıtmak isteyen, eli kalem tutan, elindeki kalemle geleceğimize şekil verecek, şekil kazandırtacak isimleri yetiştirmek ve hakkıyla bu şehre vefa göstermek azmiyle çabalayanların ömür sermayeleri tükenmedikçe iddiasından ve sevdasından vazgeçmeyecek kişilerin sorumluluğunda kurmak için bir araya geldik.

Tümü kalem ehli olan, okuyan, araştıran ve sorgulayan, kitap yazmış, makaleleri yayınlanmış, sanal ortamda kendisini kabul ettirmiş, eğitimcilerin ağırlıkta olacağı bir kuruluş biçiminde şehrin birçok alanda yetişmiş ismini etrafında bir araya getirmeye endeksli Diyarbakır Yazarlar Birliği, Diyarbakır dışında şubesi olmayan, şehir merkezli bir oluşumdur.

Yıllardır hayal ettiğimiz Diyarbakır Tarih, Kültür, Folklor Araştırmaları Merkezi’nin kurulması için çabamızı eksik etmedik. Biz, Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin temel hedeflerinden biri olarak bu merkezin oluşumunu da öncelikli olarak düşünüyoruz. Bu merkez zamanında kurulmuş olsaydı, şimdi şehrin dinamiklerinden biri olur ve şehrin canlı belleği konumunda kütüphanesiyle konferans salonuyla süreli yayınlarıyla haftalık-on beş günlük seminerleriyle, sempozyumlara katılımlarıyla kendi alanında mevcut olan boşluğun oluşumu söz konusu olamazdı.

Bu merkez olmuş olsaydı, sanal ortamda şehri tanıtan bilgi yanlışlığının olmadığı, Diyarbakır’ın dünyaya açılan bir penceresi olurdu.

Bu merkez olmuş olsaydı, turizme kazandıracağımız rehberlerin sayısı artar, yabancı dil kurslarıyla birçok kişiye eğitim verilir, istihdam alanlarına yüzlerce isim kazandırılırdı.

Bu merkez olsaydı, akademisyenlerin şehir hakkında ulaşamadığı, şehrin hakkında ortaya konan kitapların, dergilerin, belgelerin, fotoğrafların tümü bir araya getirilirdi.

Bu merkez olsaydı, her ilçe hakkında tanıtıcı çalışmalar yapılır, tarihe, kültüre, folklora dair bu güne dek yapılmamış hizmetler vücuda getirilir, şehrin her ilçesi belgesel çalışmalarla yarına dünden miras kalanla taşınırdı.

Söylenecek çok söz vardır, şehrin tanıtımı için. Özellikle müzik-eğlence festivalleriyle şenlikleriyle bu şehrin tanıtılmayacağını vurguluyoruz. Karpuz Festivalleri geride kaldı. Halen yarışmalar yapılmakta olsa bile karpuzla tanıtımın sembolik olmaktan başka bir yönü yok. Karpuzunu yaşatamayanların şehrini tanıtmalarını düşünemeyiz.

Devasa Diyarbakır Kalesi harap olurken, sağlam kalmış kısımlarının televizyon kameralarına yansıtıldığından hepimiz haberdarız. Bu şehrin tarihî, turistik, kültürel zenginliğinin yıllarca bilinmediğini bilmekteyiz. Bu şehrin sahip olduğu değerlere sahip çıkılsaydı, bu gün yılda milyona varan turist sayısı ile şehrin kendi ayakları üzerinde duracağından kimsenin şüphesi olmazdı.

Artan göç sebebiyle şehrin yerleşim alanlarındaki gecekondulaşma artmış, eğitim ve öğretim kurumlarının ihtiyaca cevap vermeyişi ile sıkıntılar baş göstermiştir. İş alanlarının olmayışı ile yasal olmayan yollara kapılar açılmış, ne kadar göç aldıysa o kadarına yakınını da diğer illere vermiştir. Üretmekten çok tüketen bir insan selini oluşturan nüfusun artışı, sağlıkta da problemlerin artmasına zemin hazırlamış, artan yoksulluk ve diğer meseleler şehri “Büyükşehir” sıfatından uzaklaştırmıştır.

Şehir merkezinde Avrupaî bir görüntü hissedilirken varoşlarda yoksulluğun vicdanı sızlatan manzaraları kendisini daima hafızalarda canlı tutmaktadır. Bir yanda gençlerin cıvıl cıvıl olduğu Sanat Sokağı öbür yanda Ali Paşa’da, Hançepek’te, Kaynar tepe’de, Bağlar’da işsizliğin manzarasının aksettiği kahvehanelerin tıklım tıklım doluluğu ve küçelerde üstü başı perişan çocukların, annelerin çaresizliği birbirine zıt madalyonun farklı yüzlerini oluşturmaktadır.

Zenginliğin olabildiğince arttığı gözlenen semtlerle gitgide yoksullaşan semtler, bir arada bu şehrin birer gerçeği olarak ortadadır.

Özel okulların sayısındaki artış ve resmî okullardaki öğrenci mevcudunun çokluğu… Bir yanda artan Mega, Süper, Hiper, Gross Market zincirleri öbür yanda mahalle bakkalına bir paket makarnayı yazdırtan âilelerin dramı.

Bir tarafta elindeki hamburgerin sosunun kirlettiği elini kâğıt havlu ile silen çocuk, öbür yanda tandır ekmeğine domates salçası sürüp yanağında kıpkırmızı salça lekelerine aşina çocuk.

Bir tarafta dublex evinde özel havuza yılda birkaç kez giren ve beğenmeyenler, beri tarafta Dıngılhava’da Arbedaş’ta sıcak temmuz-ağustos aylarında bir arada serinleyen gençler, çocuklar.

Televizyon yorumcularının bile aklına gelmeyen çözümlemelerde bulunan çocuklar, bence siyasîlerin danışmanlarına taş çıkartır bilgi donanımına sahiptir. Onları bu duruma getirten elbette yaşadıkları şartlar ve çektiği sıkıntılardır.

Avrupa Birliği’nin yolunun Diyarbakır’dan geçtiğini bilenleri mi ararsınız, dünyada olana bitene dair yorumlara sahip insanları mı bulamazsınız…

Diyarbakır Yazarlar Birliği, bu açıdan oldukça zora soyunmuş bir birliktir. İşinin tarih, kültür ve sanat ile çerçevelenmiş olması, kendisinin bu manzaralara kayıtsız ve bîgâne bırakamaz. Bu sebeple oldukça düzenli ve programlı, nerede neyi nasıl yapacağını bilerek hareket etmesi gereken bir bütünlük içinde olmalıdır.

Gerektiği zamanlarda herkesin görüşünü almalı, herkesimi dinlemelidir. Çünkü Diyarbakır’da değil de başka bir şehirde olsaydı bu birliğin çalışmaları oldukça kolaylaşırdı. İstenilen müzik gecesi ise düzenlenmesi kolaydı, istenilen konferans ise düzenlenmesi rahattı. İstenilen gezi ise birkaç araçla şehri misafirlere tanıtmak zor değildi.

Diyarbakır Yazarlar Birliği, zaman içinde çalışmalarını ortaya koyarak sosyolojik araştırmaların da içine girmeli, kendince kimi zamanlarda sivil toplum kuruluşu-örgütü olarak üzerine düşeni, kendisinden bekleneni yerine getirmelidir. Çünkü bu birlik, sadece eli kalem tutanların, yazma uğraşısında bulunanların ve memleket meselelerine çözüm üretmek isteyenlerin birliğidir. Bu birliğin işi sadece şiir dinletisi gerçekleştirmek, şehrin belli başlı yerlerini gezdirmek, bu camiden şu kiliseye, şu hamamdan o köşke bilgi sahibi kılmak değildir, üyelerini.

Bu birlik, beyin fırtınalarının eksik olmadığı, kurucularının ezberini ve rahatı bozacak, çalışmalarla kendilerini yorduracak bir kuruluştur, dernektir. Diyarbakır Yazarlar Birliği’ni ben bu yönüyle görmekteyim. Birbirine tezat manzaraların eksik olmadığı Diyarbakır’da ele alınacak o kadar malzeme vardır ki yazarak anlatılması mümkün olmayan bir durumdur. Ancak yaşanınca, gözlemlenince dile gelir yürekten kaleme yansıyan duygular, düşünceler.

Dünyanın en çok şairine, yazarına, düşünce adamına, bilim adamına sahip ender şehirlerden biri olan Diyarbakır, bundan sekiz yüz yıl önce robotların imal edildiği,  mekanik aletlerin yapıldığı bir şehirken bu gün cam bir bardağı imal edecek konumda değil.

Sekiz yüz yıl önce bir milyon kırk bin ciltlik bir kütüphaneye sahip iken günümüzde bu kitap sayısına erişmekten uzaktır.

Dün nüfusuna oranla birçok okulu bünyesinde barındırırken, birçok medresesiyle üniversitelere sahip iken, bu gün bir üniversiteye sahiptir.

Diyarbakır’a dair anlatılacak birçok konu vardır, bilgi vardır, halkın bilmesi gereken ayrıntılar vardır, akademisyenlerin farkında olmadığı zenginlikleri söz konusudur, bu şehrin.

Bir yazıda bir çırpıda anlatılarak bitirilemez, bu şehir. Bu şehir, kadîm bir uygarlığın, Doğu Medeniyeti’nin merkez şehirlerindendir, Bu şehir, Anadolu’nun tarihen en eski yerleşim alanlarına sahiptir. Bu şehir, en çok sahabenin Mekke ve Medine dışında bir araya geldiği kenttir. Bu şehir, Peygamberlere mekân olmuştur. Bu şehir, imparatorlukların sahip olmak için varını yoğunu harcadığı, devletlere başkentlik yapmış şehirdir. Bu şehir, İpek Yolu’nun ana merkezinde yer almaktadır. Ortadoğu’ya geçiş noktasındadır. Stratejik öneme sahiptir. Bu şehre dair yazılan kitap sayısı, yapılan araştırmalar bir kütüphane tutacak kadardır.

Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin kuruluşunun niçin geciktiğini kurcalamıyoruz. Bu kuruluşun şehri nasıl tanıtacağına zaman içinde tanıklık edeceğiz. Diyarbakır’ı anlatan kitaplardaki bilgi yanlışlıklarının şehrin kalkınmasında, ilerlemesinde ve tanıtmasında ne tür olumsuzluklara sebebiyet verdiğini hepimiz biliyoruz.

İlkeli ve dik duruşunu bozmayan, sadece şehri tanıtmayı ve tanımayı hedef alan, tarihe, edebiyata, sanata, kültüre, folklora dair araştırmalarını akademik biçimde ortaya koymak isteyen Diyarbakır Yazarlar Birliği, umarız ki kendisinden beklenenin çok üstünde başarılara imza atacaktır.Elbette Diyarbakır Yazarlar Birliği, bu aşamada tecrübelerine güvendiğimiz, yıllardır bu işle meşgul olan ve birçok etkinlik içinde bulunmuş Yazar Birliklerinden de destek bekleyecek ve görecektir..

İçinde yer alacağım bir kuruluşta da bana verilecek görevi, rahatlıkla yerine getirmesem, kendimi mutsuz hissederim. Bu sıkıntıları bile bile çeyrek asra varan şehre dair çalışmalarımı da tümüyle bu birliğe hibe ediyorum, bağışlıyorum. Umarız ki Diyarbakır Yazarlar Birliği, sesine ses katacak çalışmalarla üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir.

Şimdiden emeği geçen kurucu üyelere teşekkür eder, bu girişimin bir an evvel tamamlamasını arzuladığımızı belirtirken, Diyarbakır Yazarlar Birliği’nin şehrimizin daha iyi tanınmasına ve tanıtılmasına ön ayak olan çalışmalarının bir an evvel başlamasını diliyoruz.

18-10-2010

Bu yazı toplam 2203 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim