Diyarbakır’da Kitap Fuarı İzlenimleri

Üçüncüsü düzenlenen Diyarbakır 3. TUYAP Kitap Fuarına giderken, dar bir alan olmasa bile Kitapevlerinin, yayıncıların mekâna göre fazla oluşu, insanı fuar alanını dolaşamaz, standlara gereğince  bakamaz hale getirtti.

Büyük organizasyonlar gerçekleştiren bir kuruluş, ziyaretçi sayısının artışını ve yapılan satışları kâr hanesine yazdırtırken, imza günü için yazarların ve okurlarının çektiği sıkıntıları yerinde görmeli, bir sonraki organizasyonda. Beğendiği yazarlar için gelen ziyaretçilerin, yazarları görme arzusu baskın çıktığı zaman, kuyruklardan hareket edemez hale gelen diğer ziyaretçilerin kitapları inceleme fırsatı söz konusu değildir.

Bilinçli bir okurun gideceği yayınevleri zaten bellidir. Bunun için bir reklâma ihtiyaç yoktur. Öncelikle okuyan ve yazmaya çalışan biri olarak, ileride kitaplarım yayınlandığında böylesi ticaret mantığı ile imza günlerine katılma hevesimin öldüğünü şimdiden belirtmek isterim. Diyarbakır Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu olarak ziyaret ettiğimiz fuarda, elbette farklı izlenimlerimiz de vardı.

Diyarbakır’da yapılan bir fuarda Diyarbakır’a dair eser kaleme almış olan isimler için bir reyon ayrılabilir, bu kitaplardan birer adedi sergilenebilirdi. Madem bir şehirde fuar açacaksınız ve bu fuarda şehre hizmet etmiş, etmekte olan yazarlar vardır. O halde böylesine masrafsız, şehrin kültürel yapısını esas alan kitap sergisi olmalıydı.

Bu fuarın organizasyonunda bulunanlar, sponsor olarak katkı sunanlar, şehri tanıtan broşürleri, isteyen ziyaretçilere ücretsiz biçimde sunmalıydı.  Siz, bu şehrin tanıtımını yapamadıktan sonra, işin kültürel boyutunu düşünmedikten sonra, yapılan fuara tüccar zihniyeti ile bakmaktan başka ne işle meşgul olursunuz? Bu şehri daima sevdiğini belirtenlerin fuardaki bu eksikliği görmeyişi, Şehir Araştırmaları Merkezi’nin ne denli önem kazandığını ortaya çıkartmaktadır. Çevre illerden de gelen kitap dostları, şehir merkezinden oldukça uzak olan Fuar Alanı’nda dinlenebilecekleri, çaylarını içebilecekleri, kitap kritiklerini yapabilecekleri değişik dinlenme yerleri olmadığı için iyi ağırlanmamıştır.

Elbette on binleri bulan ziyaretçi sayısının tümünü memnun etmek mümkün değildir. Mümkün olan şehir tanıtımının yapılmayışı, şehir merkezinde bulunan iş adamlarının, odalarının bir eksikliğidir. Elli bin broşürün, kitapçığın şehri nasıl tanıtma yolunda bir fırsat olduğunu bilmemek, üçüncüsü yapılan fuara bir gölge düşürmüştür.

Bir fuara giderken daha önce markete gider gibi, alınması öncelikli kitapları listeleme alışkanlığımız bulunmaktadır. Kitapların albenisi karşısında gerek duyulmayan kitapları satın alma merakına sahip olmayan biri olarak, bilginin ticarete bu denli esir düştüğüne tanıklık etmeyen varlığım, şahit olduğu manzaraları dile getirmekten oldukça yorgundur.

Yayınevlerinin kimi yazarları ile katıldığı Fuar’dan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bazı kitaplarını satın almak istedim. Misalen Sezai KARAKOÇ Biyografisi 120TL olarak etiketlenmiş. Bu bakanlığın diğer kitapları, belirttiğim fiyattan farksız.   Tümünü satın almak istediğim biyografilerin çalışan bir memurun maaşını çoktan geçtiğini hesapladığınız zamanda ister istemez, onlarca yayınevinin-kitapevinin ayağınıza kadar getirdiği hizmete karşı alım isteksizliği söz konusudur.  Bir hafta süren ve bu gün bitecek Fuarın, bendeki izlenimleri bu.