• İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 20 °C

Diyarbekir Sohbeti 4

M. Ali ABAKAY

Kan Davaları ve Bir Komite ve Bir Barış

 

Kur’an’dan ayetler okuyan ve bunu tefsir eden İmam, insanın katil olmasının beraberinde getirdiği olumsuzlukları anlatıyordu. “Geride kalanların acıları, korkuyla geçen seneler ve eskidikçe artan kin, hayatı yaşanılamaz hale getirirken, ne öldüren rahat yüzü bulmakta ne de ölen tarafın huzuru kalır” mealinde açıklamalarda bulunuyordu.

Bugün Bismil’deydik, bir davanın iki taraflarının barıştırılmasına tanıklık etmek için.

Bir komite, Said Özşanlı Barış Komitesi. Hafızalarda yer alan Hacı Said,  vefat edeli seneler oldu. Onun miras bıraktığı barışı sağlama komitesi oğlu ve üç arkadaşı tarafından eski işlevine sadık biçimde ve komite, çalışmalarını halen sürdürüyor.

Birçok kan davasını nihayete erdiren ve tarafları sulhla tanıştıran Komite, dört kişiden oluşmakta. Merhum Said Özşanlının Oğlu, iki öğretmen ve bir imam… Komiteye baş vuran taraflar, barışma isteklerini ifade ettikten sonra iki taraf arasında barış görüşmeleri usulüne göre yapılmakta, olması gereken maddelere tarafların uyması sağlanmakta ve iki tarafın katılımıyla çevrenin sözü geçenlerinin de  hazır bulunduğu bir konferans salonunda, bir camiide, taziye evinde özlenilen, hasret duyulan barış, yeniden tesis edilmekte.

Davet edildiğim beşi aşkın barışa ( Komitenin ifadesi) katıldım. Önce okunan Kur’an-ı  Kerim ve sözü mutebber çevreden bir âlimin kısa konuşması sonrası, komiteden  birinin açıklmasını takiben yüksekte tutulan Kitab-ı Mübin’in altından salavat ve tekbirlerle taraflar geçer, karşılıklı tokalaşır, şahid olarak Allah’ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti gösterilir.

Bazen mülkî-yerel yönetimde bulunanların da iştirak ettiği barış toplantılarına milletvekilleri de katılır. En son katıldığımız barış toplantısı Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde gerçekleşti. Akrabalar arasındaki anlaşmazlık bir ölüm ve birkaç yaralı ile bitiyor. Aradan seneler geçtikten sonra bu anlaşmazlığa çare bulunması için aracılar devreye girmiş ve komite,  şehre uzaklığı 50 km. olan ilçeye 26 kez gidip gelmiş. Evet, 26 kez görüşmeler yapan komite, tarafları uzlaştırdıktan sonra yemekli bir toplantı gerçekleştirdi. Arada olan telefon trafiğini de saymıyoruz, bu arada.

Toplantıda son konuşmayı yapan Komite Başkanı Metin ÖZŞANLIı, barıştırılan taraflardan birer çocuğu yanına alarak, “Bu çocukların geleceği için buradayız. Tuba ve Mahmud, iyi bir geleceğe sahip olsun.” derken, iki tarafın on yaşına varmamış, kan davasını bilmeyen, aynı mahallede kalıp, neden küs durduklarına mana veremeyen elli dört çocuğun sembolik olarak orada temsil edildiğini belirtti..

Babam, geçmişte düşmanlıkların boy verdiği ve aşiretler arası kavgaların içinde çocukluğu geçen biri. Düşmanlık için şöyle derdi: Oğlum, düşmanlık demirden elbise misalidir; ne çürür ne insana rahatlık verir.”

Ben, kan davalarından mağdur olanları tarif etmekten uzak tuttum, kalemimi. Bunun acısını yaşayan bilir, ancak. Süslü kelimelerle anlatımına  ilk kez bu yazımda yer vermedim, adeta.

Umarız ki şehrimizde artık ne kan davaları olur ne de bu alanda mağdur olanlar ortaya çıkar. Bizi de komitenin üyesi olarak bilen Komite Başkanı Metin ÖZŞANLI’ya, İmam Ömer İLER’e,  Öğretmen Meslekdaşım Veli ÖZKİŞİ’ye ve  Yahya KAMÇI’ya   bu hayırlı çalışmaları sebebiyle teşekkür borcum vardır. Daha önce bu dört ismi yaptığımız bir televizyon proramına davet edip, komiteyi tanıtmış ve yaptıkları hayırlı işlerin devamını dilemiştim. Aradan zaman geçince bu kez kısa bir yazıyla kalemimi bu gün gerçekleşen barışı anlatmaya yönelttim, şehrin sıcak mevsimine aldırmadan, her iki tarafı kardeşliğe yönelten bu toplantıyı.

Çünkü Hazreti Peygamber, Veda Hutbesi’nde kan davalarına son verdiğini açıklamış ve ilk kaldırdığı kan davasının da  akrabasına ait olduğunu vurgulamıştı:

“  Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır.” 

Bu sözleri kendilerine rehber kabul eden Barış Komitesi’ne ben de tek sözle, “Yolları açık olsun.” diyorum. Başka söylenecek söz kalır mı, Veda Hutbesi’nden aldığımız   o güzel ifadelerden sonra?

16.07.2012

Bu yazı toplam 1260 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim