Ey Can Yazıları
Ey Can!.. Bilmekteyim, ne denli sıkıntılar çektiğini ve durumundan ne denli sitem ettiğini. Olana ve bitene dair senin belirttiğin hususa dair –emin ol- ben de sıkıntılar içindeyim. Dünyada daima değiştirilmek istenen dengelere dair bana sorduğun sorulara karşı sadece muhalif olduğumu belirteyim.
Ey Can!.. Bana sorduğun, “Halimiz ne olacak?” sorusuna ben, “Ahvalimiz ne olur?” diye cevap vereyim.
Ey Can!.. Tarihte tekerrür-tekrarı- çok olandan ibret alınmadığı müddetçe, yapılacak bir şey yok, aslında. Bunu hepimiz biliyoruz. Oynanan komedyada kimin ne figüran olduğunu biliyoruz ve değişmeyen aktörlerin kim olduğunda hem fikiriz.
Ey Can!.. Ders alınmadıkça, olanların tekrarı daha çok olacaktır. Kafasında on tilkinin kuyruğu birbirine değmeyenler, geçmişte yürütülen savaş hilelerinden habersiz olduğunu mu zanneder, bizim?
Ortaya konulanı beğenmediğiniz takdirde borsada oynanan oyunlar, spekülasyonlar, hileler, anlaşmalar ve envâ’ı çeşit diğer mızıkçılık, yabancısı olduğumuz noktalar değil.
Ey Can!.. At sancısı gibi kan görmek isteyenlerin bu kötü huylarından vazgeçmeyecekleri aşikârdır. Su ortasında akrebin sırtında olduğu kaplumbağayı sokma isteği karşısında kaplumbağaya düşen, suya dalmak iken, kaplumbağanın yalvarışları sonucu değiştirmez. Biz, suya girmemiz ve akrebi yedi boğumuyla dibe atmamız gerekirken, hala nedenle niçin ile ilgileniyoruz. Akrep, boğulacak ise boğulsun ve akrebi sırtında taşımaya mahkûm kılınmak istenen kaplumbağanın yapması gerekeni yapmadıkça, sorunlar-meseleler bitmeyecektir.
Ey Can!.. Teknolojinin üstünlüğünün bir hikâye olduğunu bilmekten, öğrenmekten aciz olanların devranında yaşarken, bu hilelerle asırları bulan aldatmaca, Batı İhaneti’nden başka bir şey değildir, olamaz.
Ey Can!.. Asra yemin olsun ki kişi, ne zaman bunun farkına varsa, gözünde büyüttüğü, havsalasında devleştirdiği cücelerin yokluğu yerle yeksan olmaya mahkûmdur.
Ey Can!.. Hangi mantık coğrafyaların cetvelle çizilmesine “Evet” der?
Ey Can!.. Yaşanan dramda timsah gözyaşlarını eksik etmeyenlerin, aslında ortaya konan trajedinin mümessilleri olduğunu kim bilmez.
Ey Can!.. İnsanlığın can damarlarını vatozlarıyla emerek ayakta duran kan emicilerin sonunu hazırlayacak zemini oluşturmaya ne zaman başlansa, insanlık bunların vasıflarının idrakine varsa, ol zaman gökten bombaların düşmesi mukadderdir, kendilerine karşı olan insanların arasında fikir uçurumları fitnelerle desiselerle büyür ve beraber hareket edecek sanılanlar, birbirini boğazlar, durur.
Ey can!.. İşte şeytan ve şeyatin.
Ey Can!.. Onlar, bir avuç azınlıktan başka bir şey değilken, dünyayı cehenneme çevirmekte beis görmemektedir.
Ey Can!.. Ben de mustaribim, bu dertten. Bilmiyorum, meramımızı anlatabildim mi? Yeryüzünü ifsad eden, bozgunculuk çıkartan, insanlığı birbirine düşürten kim olursa ve ismi ne olursa olsun, bilmeliler ki mukadder olandan kaçınılmaz ve olması gereken olacaktır. Onlar nasıl bir sarsılış ile devrileceklerini bilmektedir ve tüm yaptıkları, mevcut saltanatlarını biraz daha uzun ömürlü kılmaktan başka bir şey değildir.
Ey Can!.. Sen, gönlünü ferah tut. Ferah tut ki gönlünü, umutsuz olma. Umutsuz olma ki mazlumun, mahsunun, ezilmişin, gadre uğramışın tebessüm edeceği, güleceği zaman o denli uzak değildir. Rabbim, kulunu çaresiz bırakmayacaktır ve O, adildir, adaletle hükmeder, daima haklıdan yanadır, mazlumun ahını bırakmaz zalime.
Ey Can!.. Sımsıkı sarıldığın o uhuvvet ipinden ayrı düşme, tevhidî hakikatten uzak durma, vahdet içinde bulun, mutakkî kıl gönlünü, yaşadıklarınla düşündüklerin farklı olmasın. Sen, beklenen ol, bekleyenlere geleceğin muştulanır, emin ol. Aziz olan sen olacaksın, zelîl olan onlar kalacaktır.
Ey Can!.. Ümitsiz olma, daima duanda bizi eksik etme. Dirlik ve beraberlik içinde hareket et. Unutmayasın. Dosdoğru olduğun yolda dosdoğru yürümen emredildi.
Sen, dosdoğru yolda yürüdükçe onlar, seni rahat bırakmayacaktır, bırakmaları mümkün değildir.
Sen, o yolda yürüdükçe, onların –azıp sapmışları-rahatı kaçacaktır. Çektiğimiz sıkıntı bu azıp sapmışların korkulu rüyalar görmesinden mütevellittir. Bu yüzden müsterih ol, rahat ol.
Onlar, seni kendilerine benzetmedikçe, sen onlar gibi olmadıkça onlara rahat yüzü yoktur, olamaz, olmayacaktır.
Sen, kendin gibi kal, onlara benzeme ki mazlumun, ezilmişin, gadre uğramışın hakkı, bedduası, kanı, acısı, kederi muallakda kalmasın.
Ey Can, insan sevdiğiyle beraberdir. Ben senden hoşnudum, senin benden hoşnut olman onlar için ezadır, cefadır.
Ey Can!.. Hakk’a yemin olsun ki söylediğim sözlerin çoğu, asırlardan günümüz gelendir, söylenendir, yaşanandır, bilinendir. Bize, bilgi hazinemizi yasaklayanlara, medeniyetimizi gizletenlere, geleneğimizi unutturanlara, coğrafyamızı kan ve vahşet menbâ’ı kılanlara tek cevabımız şu olmalıdır: Biz, O’ndan geldik, dönüşümüz ancak ve ancak O’nadır!...
20.11.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.