• İstanbul 16 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 19 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 19 °C

Duy sesimi, Feryadımı Cevapsız Bırakma

M. Ali ABAKAY

Ey Can -33


Ey Can!.. Bakma bizim derbederliğimize ve sakın dağınık olduğumuza bakıp, “Bu mudur?” deme. Bizde olan cevher, yeri ve zamanı geldiğinde közleşmiş ateş misali harlanır, birdenbire. Bizim hakkımızda söylenen iftiraları, bize oynanan tarih boyunca desiseleri, kurulan tuzakları, kardeş eliyle yapılan zulmü, aynı et ve tırnak misali birbirinden ayrılmayanların nasıl bölündüğünü ve darmadağın olduğunu ve buna sebep olanların şimdi de dağınık olanları daha küçük lokmalara bölme istemini bilmen lazım.

 

***

Ey Can!... İsmine kâsem ettiğimiz Hakk için, iman ettiğimiz Kitab için, son Resûl ve Peygamber olduğunu kalb  ile lisan ile tasdik ettiğimiz Ahmed için, yaşamak istediğimiz hayatı zindana, kendilerini “aydınlık” sandıkları karanlığa mahkûm etmek isteyenlere de merhamet etmeliyiz.

Bu ne tezad olarak görünen durumdur, kendisine sual edildi:

-Bedduada bulunun.

O, Rahmet Peygamberi olduğunu belirterek, bedduada bulunmayacağını ifade etti.

 

***

Şimdi hoşgörünün dile, dilden gönüle nakşedilmesiyle oluşan atmosferde, beddua bulunmuyor. Anladığımız manadaki beddua edilmemesi ile hoşgörü arasındaki farkı fark etmek, bizim aslî görevimiz haline geldi, adeta. Biz insanlığa saygının, erdeme saygının iiznde yeniden medeniyetin inşâı için ömrümüzü bu yola adarken, baktığımız ve gördüğümüz ile kalbimizde olanla bize öğretilen arasındaki çetin zorluklar, tezad, çoğunlukla kalbe vehimler getirir.

 

***

Ey Can!.. Sen niyetin iyi olduğuna bak ve gör ortaya çıkanı. Niyetini, iman ettiğin kitabın ölçüsü ve son Resûlün ve Peygamberin hayata bakış tarzıyla şekillendirdikten sonra geride kalanlar mesele değil.

 

***

Ey Can!.. Dünyanın bir eğlenme, oyalanma mekânı olduğunu hatırlatmamıza gerek var mı? Sana indirilene iman etmedikçe ve yaşamadıkça, sadece lisan ile tasdik etmenin, sana vereceği hayır olmaz. Bilmen lazım gelir ki ruhuna şekil vermedikçe, nefsini ıslâh etmedikçe, Hakk olanı seçmedikçe, istediğin kadar doğruluktan, iyilikten yana olduğunu haykır, yapılanın sadece kumda oyun olduğunun farkına varacaksın.

Yaşadığımız dünya hayatını bize zehreden kim olursa olsun, unvanı-sanı-makâmı-mevkiî ne olursa olsun, ölçü tutacağımız iman edilen Kitab ve O’nu bize tebliğ eden Zat’ın Kitab’ı hayatıyla renklendirdiği yoldur.

 

***

Ey Can!.. Eskisi gibi takatim kalmadı, ihtiyarlık kendisini hem hâlde hem kaâlde zaman zaman göstermektedir. Benim sana tavsiyem, bizim yaşımıza gelince bizim gibi düşündüğün vakit, yolun yarısı değil, tümü hebâ olur. Sen, düşündüğün gibi yaşamadıkça, yaşadığını düşüncen gibi berrak etmedikçe yastık altına saklanan altunun insana kazandırdığı neyse kârın o misildedir.

 

***

Ey Can!.. Hakkı ve haklıyı, haklı olduğu için ezilen güçsüzü, güçsüzlüğü sebebiyle hor görülen insanı, inancı, dili, coğrafyası, kültürü, giyimi-kuşamı ne varsa farklı olsa bile sev, bu yönde hareket et. Olur da yüreğine merhamet pınarından damlalar serpiştirilir de doğruyu, güzeli, mükemmeli, yanlış olmayanı görür ve Yaradan’ın kulları bir araya gelmiş olur. Bizde hoşgörü budur ve bu, böyle olmalıdır.

 

***

Ey Can!.. Duy sesimi ve feryadımı cevapsız bırakma. Bil ki inananlar kardeştir, bizi ırağında sayma. Aynı kıbleye yönelen, aynı kitaba iman etmiş, aynı Resule ve Peygambere inanan, aynı biçimde saf tutan insanların arasında ihtilaf olmamalı. Çünkü inananlar kardeştir. Selman’ı bil, Bilal’i tanı, Cafer’i anla. Üçü de farklı diller konuşurdu, aynı şekilde yaşardı. Kimseyi konuştuğu lisana göre değerlendirme, farklı coğrafyalarda olanlardan farkın olmamalı, hırsına, ihtirasına gem vur, nefsine mukayyed ol. Bil ki hepimiz topraktan gelmişiz, toprağa gideceğiz. Kalb kırıcı olma, kötü söz söyleme, insanların gıybetini yapma, kimseyi hakîr görme. O zaman göreceksin ki biz nasılsak öyle yönetiliriz. Bir cemiyet kendisini ıslâh etmedikçe ona rahat yoktur ve daima zillet içinde yaşamaya mahkûm kalacaktır.

 

***

Ey Can!.. Beni fazla söyletme ki biz, konuştuğumuz kelimelerin israfından da sorumluyuz, kazandığımızı zannettiğimiz, bize emanet verilen  parayla imtihan edilirken, sanır mısın harcadığımız ve satın aldığımız şeylerden muhakeme edilmeyeceğiz. Emin olun ki herşeyin hesabı  miskal-i zerre hayır  ve şer olarak sorulacaktır, mizan terazisinde, hesap defterinde.

 

***

Ey Can!.. Şimdi ben sustum, ahval konuşsun. Seni iman ettiğimiz değerlerin bir hizmetkârı olarak, seni hem kalb ile aynı biçimde düşünmeye hem lisan ile aynı şekilde konuşmaya davet ediyorum.

 

***

Ey Can!.. Ölümlü dünyada belki bir daha muhabbetimiz olmayabilir. Muhabbet ehli olabilsek ne âla!.. Gözlerinden öperim.

19.06.2012

Bu yazı toplam 1381 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim