Glasgow Üniversitesinin Filistin asıllı Rektörü hekim Gassan Ebu Sitte, Gazze’de hastanelerde tıbbi teçhizatın yetersizliğine işaret ederek, bazı hastaları düşük tesirli ağrı kesicilerle tedavi etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın davetlisi olarak Ankara’ya gelen Ebu Sitte, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde "Gazze Soykırımı Girişimi-Bir Görgü Tanığının Anlattıkları" konulu konferansta Gazze’de yaşanan soykırımı tüm açıklığı ile anlattı.
Programda bir konuşma yapan YÖK Başkanı Özvar; “Dünya üniversite akademisyenleri ve gençleri Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında insanlık vicdanıyla protesto eylemleri yapmaktadır. Türkiye’deki üniversite yönetimleri, akademisyenleri ve öğrencileri de bu eylemlere katılmakta ve Gazze’deki soykırımı telin etmektedir. Buna karşın, Batılı üniversite yönetimleri antidemokratik ve özgürlükleri kısıtlayıcı tedbirler almakta ve üniversite mensuplarına büyük baskılar uygulamaktadır. Bugün bu haklı eylemlere katılan akademisyenlerin bir kısmının işlerine maalesef son verilmekte ve üniversitelerden atılmaktadır. Öğrenciler de yakından takip ettiğimiz kadarıyla üniversitelerinden uzaklaştırılmakta ve kayıtları silinmektedir.” dedi.
Batılı üniversitelerden Gazze'deki katliamlara sırf karşı çıktıkları için işini kaybeden bilim insanlarına ve öğrencilere seslenen Özvar, şu ifadeleri kullandı:
“Batılı akademisyen ve bilim insanlarına Türk üniversitelerinin kapıları açıktır. Buyurun, ülkemize gelin. Bu topraklar baskı gören Batılı insanlara her zaman kapılarını açmıştır. 15. asrın sonunda Avrupa'da zülüm gören Yahudilere kapılarımızı nasıl açtıysak, İkinci Dünya Savaşı arifesi ve esnasında Nazi zulmü ve baskısı altındaki bilim insanlarını üniversitelerimize nasıl kabul ettiysek, aynı şekilde bugün de sizleri aramızda görmekten büyük memnuniyet duyacağız. Önümüzdeki günlerde bu amaçla, Yükseköğretim Kurulunun internet sitesinden bir duyuruyla bir başvuru sayfası düzenleyeceğiz. İnsancıl eylemleri sebebiyle işine son verilen Avrupa, Kanada ve Birleşik Devletler'deki üniversite hocaları ile üniversitelerinden koparılan uluslararası öğrencilere diledikleri takdirde şartlarına uygun olarak yatay geçiş veya özel öğrencilik dahil ülkemizde eğitimlerine devam etme imkânı tanıyacağız. Buradan işini kaybeden, öğrenciliğini kaybeden Batı'da eğitim gören uluslararası öğrencilere davette bulunuyor, onları bu başvuru sürecine davet ediyoruz."
-026.jpg)
Ebu Sitte konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de "kardeşlerinin" arasında hissettiğini belirterek ülkedeki birçok kişinin, kuruluş ve derneğin Filistinlilerin derdini paylaştığını söyledi.
7 Ekim saldırılarının ardından Gazze'ye gittiğinde şehrin maruz kaldığı çok ağır saldırıları gördüğünü, henüz ilk safhasında Şifa Hastanesi'nin içinin ve etrafının yaralılarla dolu olduğunu anlatan Sitte, yıllarca süren abluka koşulları altında ortaya çıkan savaşta, sağlık hizmetlerinin sıkıntılı olduğunu, bedeninin yüzde 60'ı yanmış 15 yaşında bir genci ameliyat ederken dezenfektan yoksunluğu nedeniyle sabun kullandıklarını belirtti.
Ebu Sitte, hastanelerde tıbbi teçhizatın yetersizliğine işaret ederek, bazı hastaları düşük tesirli ağrı kesicilerle tedavi etmek zorunda kaldıklarını, yaralıları tedavi edecek malzeme tükenince hastaları farklı hastanelere naklettiklerini ve hastanelerin bile güvensiz hale geldiğini söyledi. Sitte şöyle devam etti:
“Maalesef sağlık kapasitemiz yeterli değildi. En fazla sayıda yaralıyı elimizden geldiği kadarıyla kurtarmaya çalışıyorduk. Yaralılar arasında tercih etmek zorunda kalıyorduk. Hatırlıyorum, ağrı kesici olarak vereceğimiz morfin kalmadı, ilaçlar gittikçe tükendi. Ağrı kesici olarak hastalara düşük dozlu ağrı kesiciler vermeye başladık. Çok etki etmiyordu ama çaremiz yoktu. Dezenfekte yerine sirke kullanmaya başladık, sıvı sabun ile karıştırıp, dezenfekte yaptık. Irak'ta, Suriye'de çalıştım ama Gazze gibi sıkıntılı ve derin yaraları hiçbir yerde görmedim” dedi.
Tıbbi ekiplerin ve doktorların İsrail'in hedefinde olduğuna işaret eden Ebu Sitte, "Özellikle çocuklar için gönderilen ilaçların ulaşmasının engellemesi, aslında İsrail'in, gelecekte oluşacak neslin hasta bir nesil olmasını hedeflediğini göstermektedir." diye konuştu.
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da yaptığı konuşmada; “ Gazze'de devam eden savaş, dünyanın üzerine kara bir gölge düşürdü. Yine de, bu yıkımın ortasında Prof. Ebu-Sitte'nin gibi kahramanlar ortaya çıktı. Yaralıları tedavi etmedeki sarsılmaz cesaretleri ve özverileri, özellikle Filistin'de, en karanlık zamanlarda bile merhametin gücünün etkili bir hatırlatıcısı olarak hizmet eder. Gazze'deki vahşet sadece Siyonistlerin maskesini düşürmekle kalmadı, aynı zamanda onların soykırım gündemini ve Filistinlileri "insan hayvan" olarak tanımlamak onu insanlıktan çıkarma politikalarını ve Batı'nın ikiyüzlülüğünü de gözler önüne serdi. Kendi kendilerine ilan ettikleri "demokrasi" ve "ifade özgürlüğü" paramparça olmuştur.” diye konuştu.
Soykırımı ifşa eden her türlü sesin susturulmasıyla daha da artmaktadır. Nisan ayında, soykırım gerçeğini ifşa etmeye çalışan Profesör Ebu-Sittah, planlanan bir konuşma için geldiği Alman havaalanından sınır dışı edildi ve Berlin polisi etkinliği basarak sona erdirdi.” İfadeleri kullanan Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu bariz sansür Mayıs ayında da devam etmiş, Yeşil Senatör'ün Gazze'deki tıbbi kriz hakkında Fransız Senatosu'na hitap etmesi için davet edilmesine rağmen Fransız otoriteler tarafından ülkeye girişine izin verilmemiştir. Batı, soykırımcı anlatılarına meydan okuyan sesleri aktif bir şekilde bastırırken ahlaki üstünlük iddiasında bulunamaz. Profesör Ebu-Sitte'nin sözleriyle "Onlar suç ortağıdır ve suç ortakları da böyle yapar. Kanıtları gömüyorlar ve tanıkları susturuyorlar. Uluslararası Adalet Divanı'ndaki suçlamalarını kabul ediyorlar" ve Avrupa "liberal ikiyüzlülüğünden sıyrılıyor."
Arıcan konuşmasında; “Her zaman Filistin halkının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Dr. Ebu Sitte'nin Türkiye'ye gelmesi ve Üniversitemiz ev sahipliğinde Gazze'de tanık olduklarını bizlerle paylaşacak olması, bizlere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Dr. Ebu Sitte'nin birazdan paylaşacaklarının insanlığın vicdanını harekete geçirmesini umuyoruz. Bu nedenle, Dr. Ebu Sitte'yi burada ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. Onun tanıklıklarını dinleyerek, Gazze'deki insanların sesi olmaya, adalet mücadelesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Sözlerimi Sonlandırmadan önce; Sayın Cumhurbaşkanımızın himayeleriyle Yükseköğretim Kurulu’nun Gazzeli ve Filistinli öğrencilere desteği doğrultusunda, Gazze’deki üniversitelerin bombalanmasından sonra YÖK’ün kararıyla oradaki akademisyen ve öğrencileri, Türkiye’deki üniversitelere nakli konusunda verilen özveri karşısında şükranlarımı sunuyorum. Bu doğrultuda üniversitemize de Filistin uyruklu bir hocamızın göreve başladığı bir hocamızın da başlamak üzere olduğu bilgisini sizlerle paylaşmak isterim.”
Akademisyenler ve öğrencilerin büyük ilgi gösterdikleri konferansta YÖK Başkanı Özvar ve konuğu Ebu Sitte, ASBÜ’de öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.