• İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 11 °C
  • Konya 9 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 9 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 13 °C

Eti­mo­lo­ji de­dik­le­ri, şe­ker­dir ye­dik­le­ri

Namık AÇIKGÖZ

Eti­mo­lo­ji di­ye bir bi­lim­sel alan var. Ke­li­me­le­rin kö­ken­le­ri­ni, ne­re­den na­sıl gel­dik­le­ri­ni; na­sıl tü­re­til­dik­le­ri­ni; ta­rih bo­yun­ca ka­zan­dı­ğı ve­ya kay­bet­ti­ği an­lam­la­rı fa­lan in­ce­ler. Bir tür “ke­li­me ar­ke­olo­ji­si­” gi­bi bir şey. Es­ki kül­tür­le­ri ve bu ara­da ke­li­me­le­rin es­ki du­rum­la­rı­nı me­rak eden­ler için çok gü­zel, çok tat­lı bir alan­dır. 

Eti­mo­lo­ji­’nin ilk gü­zel ör­nek­le­ri­ni rah­met­li Prof. Dr. Ha­san Eren(1919-2007)’den oku­muş­tuk. Ke­çi­öre­n’­in “ke­çi­” ile hiç­bir il­gi­si­nin ol­ma­yıp “kü­çü­k” de­mek ol­du­ğu­nu me­se­la on­dan öğ­ren­miş­tik. “Al­pul­lu­”nun “al­lı-pul­lu­” de­mek ol­ma­dı­ğı­nı da Ha­san bey­den öğ­ren­miş­tik.

Son­ra Ge­rard Clau­son adın­da bi­ri­nin Türk­çe­’nin eti­mo­lo­ji­si­ne çok cid­di ka­fa yor­du­ğu­nu an­la­dık;  pek çok ke­li­me­nin eti­mo­lo­ji­si­ni yap­tı­ğı söz­lük­te oku­duk.

Di­li­miz­de çok yay­gın kul­la­nı­lan “gö­k” ke­li­me­si­nin, “kö­mür, gü­neş, gü­ver­cin, gö­ver­mek, gö­yün­mek/kö­yün­mek, Göy­nük, köz, göl­ge­” ke­li­me­le­ri­nin kö­kü ol­du­ğu­nu ve hat­ta “gö­k”­ün de “kö-mek:yan­ma­k” kö­kün­den tü­re­di­ği­ni eti­mo­lo­ji ile öğ­re­ni­riz.

Ben “a­zı di­ş” ko­nu­sun­da­ki yan­lış bil­gi­mi, eti­mo­lo­ji öğ­re­nin­ce dü­zelt­tim. Ben bu­nun “az­ma­k” fii­lin­den gel­di­ği­ni zan­ne­der­dim. Me­ğer “a­yı di­şi­” de­mek­miş. Öy­le ya, ön­de­ki diş­ler tav­şan di­şi, yan­la­rın­da­ki “kö­pek di­şi­” olun­ca; üçün­cü diş gru­bu­nun da hay­van adı ol­ma­sı la­zım ama biz “a­zı di­şi­” di­yor­duk. Son­ra­dan öğ­ren­dim ki bu “a­zı­” es­ki bir “a­yı­” ke­li­me­sin­de­ki y se­si­ni z se­si­ne dön­me­sin­den iba­ret­miş. Böy­le­ce diş ad­la­rı yer­li ye­ri­ne otur­muş ol­du zih­nim­de. 

Be­nim eti­mo­lo­ji ko­nu­sun­da za­ten bir me­ra­kım var­dı. Prof. Dr. Şi­na­si Te­kin (1933-2004) ho­ca­mı­zın 1980 or­ta­la­rın­da Ta­rih ve Top­lum der­gi­sin­de ya­yın­lan­ma­ya baş­la­yan eti­mo­lo­jik in­ce­le­me­le­ri var­dı ki ger­çek­ten eti­mo­lo­ji­ye hay­ran ol­muş, ke­li­me ar­ke­olo­ji­si­nin ta­dı­na var­mış­tım.

Şi­na­si ho­ca, ata bi­ni­lir­ken kul­la­nı­lan “ü­zen­gi­” ke­li­me­si­nin bir eti­mo­lo­ji­si­ni yap­mış­tır ki, oku­yun­ca ağ­zı­nız açık ka­lır. (Ba­zı­la­rı­nın yap­tı­ğı gi­bi şap­ka­dan tav­şan çı­kar­maz­dı ho­ca. Bir şey söy­lü­yor­sa, bir­kaç ta­ne de de­li­li he­men da­yar­dı.) Bu ki­tap­ta “ya­zı yaz­mak, il, bo­dun, oruç, ga­zâ, ci­hâd, köşk, ev bar­k…­”  gi­bi ke­li­me­le­rin adam akıl­lı eti­mo­lo­ji­le­ri­ni yap­mış­tı ho­ca.

Rah­met­li ho­ca­nın İş­ti­kak­çı­nın Kö­şe­si adıy­la ki­tap­laş­tır­dı­ğı eti­mo­lo­ji ça­lış­ma­la­rı­nı ni­te­lik­li bir şe­kil­de oku­yan ki­şi, sa­de­ce ba­zı ke­li­me­le­rin eti­mo­lo­ji­si­ni öğ­ren­mez, sağ­lık­lı bir eti­mo­lo­ji ya­pa­bil­mek için ne­le­re va­kıf olu­na­ca­ğı­nı an­lar. Bu­na gö­re, iyi bir eti­mo­lo­jik ça­lış­ma için o di­lin ta­ri­hi ev­re­le­ri­ni, leh­çe­le­ri­ni, şi­ve­le­ri­ni, ağız­la­rı­nı bil­mek ses ve ya­pı bil­gi­si (fo­ne­tik, mor­fo­lo­ji)’ne va­kıf ol­mak ge­re­kir. Yet­me­di, an­lam bil­gi­si (se­man­tik), söz­lük bil­gi­si, o mil­le­tin kül­tür ta­ri­hi­’ni ve kom­şu dil­le­ri bil­me­si ge­re­kir. Me­se­la Türk­çe bir eti­mo­lo­ji ya­pı­la­cak­sa, ta­a Or­ta As­ya Türk kül­tü­rün­den iti­ba­ren ko­nu­ya va­kıf ol­mak şart­tır. Bu­nun ya­nın­da Çin­ce, Mo­ğol­ca, Fars­ça, Arap­ça, Er­me­ni­ce, Rum­ca, Grek­çe, Bul­gar­ca, Ro­men­ce, Sırp­ça bil­mek; hiç ol­maz­sa o dil­le­rin söz­lük­le­ri­ni kul­la­na­cak ka­dar o di­le âşi­na ol­mak ge­re­kir. (Kom­şu dil­le­ri, me­se­lâ Fars­ça ve Arap­ça­’yı bil­me­yen bi­ri­nin “bir­yan/bür­ya­n” ke­li­me­si­ni Arap­ça “ku­bu­r”­dan ge­tir­me­si ga­ra­be­ti­ni okur­su­nuz.)

Pi­ya­sa­da eti­mo­lo­ji adı al­tın­da do­la­şan uy­du­ruk ça­lış­ma­lar var. Eti­mo­lo­ji­yi sa­de­ce tek­nik bir olay se­vi­ye­si­ne in­dir­ge­yen, kül­tür­le, se­man­tik­le, kom­şu kül­tür­ler ve dil­ler­le iliş­ki­len­dir­me­yen saç­ma sa­pan bil­gi­ler ye­ri­ne, mer­hum Şi­na­si Te­ki­n’­in İş­ti­kak­çı­nın Kö­şe­si ad­lı ki­ta­bı­nı oku­ma­la­rı­nı tav­si­ye ede­rim. Ki­ta­bın ye­ni bas­kı­sı­nı Der­gah ya­yın­la­rı yap­tı. Pi­ya­sa­da var. Çok ra­hat oku­nan bir ki­tap. Oku­ya­nı tek­nik ay­rın­tı­ya so­kar­ken bi­le eğ­len­di­re­bi­len bir me­tin.

Ara sı­ra bu­ra­da siz­ler­le ke­li­me eti­mo­lo­ji­le­ri ya­pa­ca­ğız. Bir pe­ri­yod sö­zü ve­re­mem; o ka­dar sis­te­ma­tik bi­ri ol­sam şim­di­ye ka­dar Pro­fe­sör olur­dum (!) 

Bu yazı toplam 1605 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim