• İstanbul 15 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 10 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 13 °C
  • Gaziantep 13 °C
  • Bolu 5 °C
  • Bursa 14 °C

Ey Can 23

M. Ali ABAKAY

Ey Can, nice yazılar yazarım, yeri göğü inletecek derecede olan âhım, “Dostlar ayıplar. “ düşüncesiyle, “Sıkıntılara göğüs germediğim zannedilir.” diye içimde kalır, bağrıma yeni kederlere meyve vermesi için tohum olarak düşer. Bilmezler ki bir volkan olan, yanardağ kesilen gönlüm, acıların çoğuna gebedir ve doğumu gerçekleşmeyecek bir vak'a halindedir....

Bilmezler nice sıkıntıyı devşirip yüreğime gönderiyorum, her dem. Nereden bilsin dostlar ki çoğu yaşamın akıntısına kendisini kaptırmış, denizde iken deryada olduğunun farkında değil ve sitem ederler en küçük bir hal karşısında, kopardıkları feryâd u figan, bana yalnızlığımı, kimsesizliğimi, sıkıntılarımı unutturur, beni kendi âlemimden kopartır, dünyevî hayatın insanı alçaltan meseleleriyle başbaşa bıraktırır, beni dünyamın dışına iter.

Be dostlar, nedir, çaresizliğiniz? İstediğiniz “aş” ise vardır, yeryüzünde; “su” deseniz vardır, çevrenizde. “Barınak” deseniz onlarca katlı binalarda kisralara, şehinşahlara, padişahlara, krallara, imparatorlara, firavunlara nasip olmayan bir debdebe, ihtişam içinde yaşamak vardır.

Ey Can, anında bir yerden bir yere günlerce, aylarca gidilebilecek mesafe  kısalmış, insanlar, binlerce kilometre uzaklıkta birbiriyle görüşme, sesini dinleme imkânına sahip.

Yıllarca, ömür boyu çekilecek hastalıklar neşterle-neştersiz tedavi edilebiliyor. Sadece kendime dert edindiğim acılar, dermansız durur, hekim bulamadığım için.

Ey Can, hayatta birçok kolaylık varken, insanlar niçin savaşıp durur, kan döker? Yeryüzü üzerindeki hâkimiyete sevdalı insanların, bir dönem sonra insanlıktan nasıl çıkıp birer katile dönüştüğüne dair tarih yeterince açık değil midir?

Ey Can, bu hiddete ve şiddete temayül edenlerin vicdanları yok mudur ki cüzdanlarına esarete dûçar olmuş benliklerinin ne derecede sefil bir hayatla dünyaya veda ettiklerini bilmez mi, bu yolda yürüyenler?

Ey Can, rahat ve müstakim bir yolda, önüne çıkan her engeli O’nun ismiyle geride bırakmaya çalış. Bilmen lazım gelir ki dünya hayatında yaşadığın bir rüya misali kısadır.

Ey Can, aldanma sana süslü ve gösterişli gösterilen her şeye. Seni bu dünyaya gönderen, rızkınla beraber göndermiştir. Senin ekmeğin ve suyun olduğu müddetçe kalp atışlarının ömrün son anına kadar, vurmaya devam edecektir, yaşama anlamında. Dünyada fanî cesedin manasını fehmetmekten aciz olan anlayış, ruhu idrak etmekten yoksundur.

Bakmaz mısın kendi isimlerini yaşatmak uğruna, taştan devasa yapılar inşâ edenlere… Onlar, ancak yaptıkları ile hatırlanır; zerre kadar hayır zerre kadar şer, insanın terazisinde kaybolmaz.    

Teraziyi kabul etmeyenle bir alışverişimiz olamaz. Teraziyi kabul edip de hayra meyli olmayanlara tavsiyedir, sana verdiğimiz öğüt gibi… Bilmelisin gönlüm, her kuş kendi sürüsüyle uçar.

Gönlümüzden geçeni yazıya aktarırken, dile gelmeyenleri de sen fikret. Fikret ki insan, düşünmeyince insan olma vasfını kaybederek, denî duruma düşer. Ne mutlu o insana ki Eşref-i Mahlûkat olduğunun şuurunda, bu bilinçle hayatına yön verir.
Ey Can, dünden bugüne gelen mirası beyhude tüketme!...

23.12.2011

Bu yazı toplam 1191 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim