Ey Can;
Uzun zamandır yazamadım, sana. Beni bağışlamanı dilerim, Ey Can. Yaşadığımız dünyanın bin bir gailesi vardır, bini bir para etmeyen ve bu kısır döngü içinde dolanıp durmaktayken, yorulduğumuzdan yana şikâyet eder, dururuz; giden ömrün heba olmasının farkına varmadan.
Daha önce hayatı heba etmekten söz açmış mıydım? Emin ol, kimi zaman yazdıklarımızın farkında değiliz. Evet, heba etmekteyiz, ömrü. Ömür heba olurken, bunun tam tersini savunur ve dünya yaşamındaki sermayemizi çok iyi değerlendirdiğimizi iddia eder, savunmaya geçeriz, muhatabımızın doğru dediğini bile bile…
İnsan ne kadar nankördür, bilemezsin. Hayatın manasını anlamaktan uzak düşen insanoğlu, kendince hayata kattığı beşerî sıfatlarla ne denli övünürse övünsün, onların yaptığı hakikat karşısında örümceğin tuzağı kadar zayıftır. Bu zayıflığı idrake deli gömleği giydirerek, herkese kabul ettirme zulmünü işleyenler, kendilerinin ölümlü olmadığını mı zanneder durur. O kanaatte olanların sonunun ne olduğunu düşünmeyecek kadar hakikati ketm edenler, eninde sonunda ölümle beraber gelecek o yakıcı azaptan nasibini almayacak mıdır?
Ey Can, emin ol ki sensizliğin ruhuma verdiği ıstırabı dile getirebilmem çok zor. Şairin kelimelerin kifayetsiz olduğunu belirtmesi gibi duygularımı kelimelerle ifade etmem nâ-mümkündür. Beni anlayacağından şüphem bulunmamaktadır. Bilmekteyim, dünyanın dört yanında olanı ve biteni. Açlıktan ölen, ölme bırakılanları bilmediğimi sanma. İnsanların kimilerince hayatından men edildiğini bilmekteyim. Kimilerinin camdan kulelerde oturduğunu ve atılacak taşlardan dolayı pencerelerinin kırılma ihtimali sebebiyle her yıl camdan kulelerini yükselttiğini bilmekteyim. Camdan kuleler yapanlar, kendilerini emniyette hissederken, ettiğimiz dualarla bu kulelerin bir gün yerle yeksan olacağının ümidi içinde olduğumu unutmamanı isterim.
Ey Can, hayatın özünden rengini alan dividimizin mürekkebi, bilmektesin ki hüzne âşinadır.Bizim hayatımıza kederi demirden zırhlar gibi örenler, kendilerinin mutluluklarının daim olduğunu sanmasın.
Her şeyin sahibi olana hamd ederim ki onlar nasıl bir sarsılışla devrileceklerinden habersizdir. Tarih boyunca bu tarz kibirlenenler, sonlarının böyle olacağını bilmekten uzaktı. Bakma, her kış mevsiminden sonra gelen bahardır. Her baharla gelen diriliş, kendisinden beklenmeyen yeniliklere ve değişimlere gebedir.
Ey Can, beklentim ve beklentimiz, insanlığın huzurla tanışmasıdır. Huzurla tanışmaktan uzak olanlara uzatılan elerlimiz taşlansa, kırılsa ve dahi kopartılmak istense bile, onlar dilimizdeki duanın önüne geçemeyecektir.
Ey Can, kendisi için yaşadığımız Hakk için, emrolunduğumuz gibi bir hayatın beklentisi içinde, O’nun istediği biçimde donattığımız ömrümüze yabancı olan her şeyin gölgesine karşı reddiyemizin ifadesi olan, “Senden geldik, ancak dönüşümüz sanadır” ifadesine sımsıkı bağlı olmamız gerektiğini bilmelisin.
Ey Can, hayatını O’nun rengiyle boyamayanların pişmanlıklarının kabul edilmeyeceğini bilmekteyiz, siyah ile beyaz arasındaki farkın farkına vardığımız gibi.
Ey Can, Hak olan gelince hak olduğunu beyan edenlerin ifadelerinin geçersizliği ne zamana kadar anlaşılacak?
Ey Can, dünyevî tatların sonu gelmez mi?
Ey Can, her insan ölümü tatmayacak mı?
Ey Can, içeceğimiz şerbet olsun!..
25.02.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.