Ey Can- 32

“ Sen Mutlaksın ve Sadece Senden Yardım Dileriz, Başkasından Değil.”

Ey Can!.. Uzun zamandır, zihnimi  meşgul eden, bende akıl bırakmayan, kurulmasıyla kendimi bulacağımızı tahmin etttiğim, bir türlü destek bulamadığım, çoğu kimsenin açıklamama rağmen, kabule yanaşmadığı, kurulmasıyla medeniyetin yeniden canlandırılacağına emin olduğum Şehir Araştırmaları Merkezi için senden yardım istiyorum.

Ey Can!.. İnsan yaşadığı şehri sevmez mi? Doğduğu şehre vefa borcunu ödemez mi? Doğduğu, büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği, delikanlılığının kemâle erdiği şehrini hem tanımak hem tanıtmak babından  bilmemesi düşünülebilir mi?  Şehir Araştırmaları Merkezi için yıllarımızı verdiğimiz, yaşadığımız ömrün yarısından fazlasını adadığımız bu projeye tümden yüreğimizi bağladık. Yaşadığımız şehrin tarihî eserlerini, edebiyatla olan münasebetini, fikirle olan bağlarını, mekânlarını, hanlarını, hamamlarını, mabedlerini, gazetelerini, dergilerini, kitaplarını, akla gelmesi muhtemel ne varsa bir araya getirip, dünden miras aldığımızı bugünle paylaşarak, geleceğe aktarma adına çalışmaktayız. Biz, istiyoruz ki yaşadığımız beldenin doğru ve yanlışsız, mütekâmil biçimde tanınması ve tanıtılmasıdır. Saf, katıksız bilginin insanlığa sunulmasıdır. İsteriz ki kütüphanelerde okursuz kalan bilgi hazinesinin yeniden mirasçılarına teslim edilmesidir. İstemekteyiz ki hem tarih tekrar canlansın hem sanat yeniden konuşulsun. Bilmekteyiz ki hayatın yaşanabilirliği adına, insana ve erdeme yeniden saygı esasıyla herşey, insanın mutluluğu için sarf edilsin. Yeniden medeniyetin inşâsı için erdeme baş vurulsun, insanlığa hizmetin farklı penceresi açılsın. İnsnalık için yeniden bir kurtuluşun ismine aşina olsun, herkes.

Ey Can!.. Bilme lazım ki tarihin, inancım, dilim, kültürüm, yaşamım bir başkasının etkisinde kalmasın. İstemekteyiz ki herşeyinle kendi özüne yelken açsın yüreğimizdeki sevda. İstemekteyiz ki başkasına esir olmadan, başaksının etkisinde kalmaksızın kendi değerleriyle başkasına emsal olsun.

Ey Can!.. Görmekteyiz ve biliyoruz ki hiçbir anlayış, kendi kendine yeterli, donanımlı, başkasını etkileyebilecek güçte yeni bir medeniyet inşâsı düşünmek istemez.

Biz, Şehir Araştırmaları Merkezi ile hayatı değiştirnek, mevcudiyetin hatalarını ortadan kaldırmak ve öze dönüşü gerçekleştirmek istiyoruz. Biz, hem maddî hem manevî alanda asrımızın değişimi için kendi fikrilerimizin artık üzerindeki ölü toprağını atmak, kendi ruh birliğimizle silkelenip, yüz seneden beridir  hasretini duyduğumuz birlik ve beraberlik içinde, yeraltı-yerüstü zenginlik kaynaklarımıza sahip çıkarak, olması gerekenin önünü açmakla  engel olan anlayışlara karşı bir dik duruş sergilemek mücadelesi içindeyiz. Dünü itham edenler, bu gün ne yapmıştır? Yaptıkları tahribatla oluşturdukları kuşağa, “Ne tam Kafiriz  ne tam Müslüman” diyen Şair Ömer Hayyam’ın  ispatı yerinde belirttiği manzarayı ideal olarak seçmiş.

Ey Can!.. Bana yardım et ve ruhumnu bu  dehlizlerden, girdaplardan uzak tut. Bana senin yanında olmayı nasip ettir. Bilirim ki sen esirgeyensin, bağışlayansın.

Ey Can!.. Kimseye karşı eğilmedim, ruhum bükülmeye alışmasın, bedenim dik durabilsin diye. Beni mahcup etme. Çünkü her bir eksikliği, onların tecrübesinin ya da insan olmasının eksikliğinden bilinir. Benim ise sana bağlılığımdan. Beni başkasına muhtaç kılma, senden başkasından yardım istemem ve istemedim. Benden başkalarını uzak tut.