Bazen şiir meclislerinde bulunmuşluğumuz olur. Okunan serbest tarz şiirleri oldukça severim, okuyan hakkını verirse elbet. Nihayetinde meramdır, önemli olan. Lakin şekil iyi olursa daha iyi olur da şekle bağlı kalmak istemez, şimdi yazanlar. Bunun geçmişle bağlantısı da var. Çünkü düne dair ne varsa sahiplenilmediği ve bunu sahiplenenin yok sayıldığı, şiirle hemhâl olanların bilgisi dahilindedir.
Serbest ölçü ile yazanların kullandığı dilin süzme balla ilişkisi üzerinde durmak istiyorum. Peteğinden ayrılan balda, lezzetin bir bölümü öncelikle yitirilmiştir. Hele kara kovan olsa bile. Ne yazık ki kovan, kara kovan değil, peteğin de kendisi gerçek petek olmaktan uzak. Kovanların yanında şekerli su dolu kaplar varken, arının çiçek çiçek dolaşması mümkün mü? Çok kazanma uğruna arıyı da kandıran insanımız, işyeri levhalarında istediği kadar " Gerçek Bal Bulunur", "Hakikî Bal Bulunur " yazılarını yazsın, balın hakikî olanını bilen bilir.
Günümüzde şiirde olanlar da aynen yitip giden kara kovan balı misalidir. Her derde şifa olan bal ve Kur'an-ı Kerim'de bir sûreye isim olan bal yapan arı (: Nahl Sûresi) ... Arıyı kandıran ve bizi glukozla başbaşa bırakanda kabahat aramayanlar, şekerle karışık balı, hangi derde derman niyetiyle sunmaktadır ve yüzleri niçin kızarmamaktadır?
Yüzlerce yıllık şiir geleneğini hiçe sayanlar, düne dair ne varsa mirî malı misali har vurup harman savurarak tüketip, el yazmalarına daki tahammülsüzlük göstererek, çağlara tanıklık eden eserleri ortadan kaldırdırırken nasıl bir başarı grafiğine sahip oldular? Yazılan eserlere bakıldığında bir kısmı hariç, kalanların şekerli baldan farkısızlığı ortada değil midir?
Kara kovan balı ve şekerli bal ....Dünün şiir ihtişamı ve günümüz şairinin bilgi birikimindeki zavallılığı....
Kimi zaman yazdığımız uzun yazıların okunmadığını ben de bilmekteyim. Bu yazımızda gazel üzerine birkaç cümle ile meramımızı dile getirirken, sözü yazdığımız bir kaç gazel ile bağlayalım:
Kanar Gazeli
Yüreğim çizili bir kadehtir kırık her kırık parçanın arasından pembelik kanar
Sızar haberi yok kimsenin lakin sözdür her şeyi kıran benim kalbimdir kanar
Söz meclisinden uzak durmak yaraşır kendisi kırılmak istemezse insanın o zor
Kendini bilmez, haddini tanımayan çıkar konuşur beyhude böylece söz kanar
İnsan her zaman bülbül kesilmez kanamamışsa gül bakarsınız acemi çaylaklar
Kendisini şah-ı bahçe sayar bakarsın şitada bu yüreğe dokunur bundandır kanar
Kalem tutar eli öyle zanneder sırtı sıvazlanmış kendisini sözden kopartmış eşhas
Gazete köşesini işgal etmiş eşkiya durmadan vurur gönlümü bu ondandır kanar
Bilmezler bilinmez elimize geçse sözün sultanlığıtevbe etmeli kelime israf edenler
İnsan konuştuğundan sorumludur lûgâtimizde boş sözlü olanlar yalanlara kanar
........
Leyla Gazeli
Mecnun olamadım Mecnun olmaya aday değilim ulaşmam zor Leyla
Bilirim vahada değilim kaldığım şehirdir şehirler vahadan zor Leyla
Acılarımı topladım hüznümle çarptım sana bağlılığım daha arttı canım
Nereye bakarsam sen varsın karşımda durursun varmayı sor Leyla
Adadığım şiirlerimde sen varsın çağın engellerini aşabilmek oldukça zor
Zorluğa katlanırım ondan değildir sitemim giydiğim elbise dar Leyla
Dertlerime derman ararım herkes ağu sunar ilaç yerine ben kahroldum
Toprak yorganım olsun söz sözlerin bana tesellidir kollarına sar Leyla
Aşk şiiri şairi olamadım bilen bilir kime şiir yazdığımı saklamadım ol zaman
Keşke saklamasaydım sevdamı hasretim sanadır sana vuslat kor Leyla
.......
Bağlar Gazeli
Gönül bu her dem mutlu olmak ister insanlık huzura kavuşursa ömrü bağlar
Nice insan gördüm ömr-i hayatında daim keder, acı, yas, hüzün, gam bağlar
Ne yapmalı insanlık için elden ne gelir istersek bir çare bulalım dünya ağlar
Manzaralar korkunç bu ne haldir dayanamaz yürek acıyla içimi hep bağlar
Hayata tutunmak lazım gelsin dünya âlem bir çıkış yolu bulsun aşılsın dağlar
Çoğu keyf içinde kendi rahatını düşünür insan bu vahşeti nasıl birbirine bağlar
Şairim dayanamam yürek kan kusar nedendir bu tembellik nedir bu bağnazlık
Ey yürek kararlı ol gün susmanın demi değil bağrım hûn dolu karalar bağlar
Geldiysek dünyaya elbet ağlamak vardır gülmek kısmeti olmayacak mı bizim
Gün gelir de tarihe kayıt düşülür elbet o dem bakarız acep karaları kim bağlar
10.02.2011
Gazel Tarzında Şiirler Yazılmaz Oldu
- Yorumlar 0
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
SON EKLENEN GALERİLER
- 16:00 - “Küreselleşme ve Modern Çağın Krizleri" Kitabı çıktı
- 13:55 - “Küllerinden Doğan Sessiz Kalpler” kitabı çıktı
- 13:48 - Mesnevî Okumaları -241- Prof. Dr. Zülfikar Güngör
- 10:26 - Hüseyin Öztürk: Vallahi dünya için Allah demem
- 10:24 - Ali Karahasanoğlu: Her şey çok gü-zel o-la-cak.. 1,5 milyon TL’lik Rıza damatlığı
- 10:22 - Yasin Aktay: İsrail’e en büyük tehdit İsrail’in kendisi
- 10:16 - Ersin Çelik: Sosyal Hizalanma: Gazze’nin ilk faturası New York’a kesiliyor
- 10:14 - Mustafa Kutlu: Hor görme garibi
- 10:11 - Mahmut Bıyıklı: Anthony Quinn’in Türk Filminde Oynamasını Kim Engelledi?
- 14:37 - “Geleceğe Değer Katacak Aile Projesi Başarıyla Tamamlandı”
- 13:25 - TYB’de Osmanlıca Kursu başlıyor
- 13:04 - Mesnevî Okumaları -240- Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu
- 12:00 - TYB ’den Türk düşünce, sanat edebiyat kültür mirasına bir katkı daha…
- 11:58 - Kayseri'de Anadolu Şiir Akşamları Başladı
- 11:57 - Genç Ofis’te “Kudüs Edebiyat ve Dava Şuuru” Etkinliği Düzenlendi
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.