• İstanbul 17 °C
  • Ankara 20 °C

Genel Başkan Arıcan: “Balkanlar’dan Türkistan’a kadar Türkçeyle yol almak mümkündür”

Genel Başkan Arıcan:  “Balkanlar’dan Türkistan’a kadar Türkçeyle yol almak mümkündür”

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde düzenlenen “Türk Devletlerinde Toplumsal Dönüşümler” konulu bilim şöleninde önemli açıklamalarda bulundu.

Türk devletlerinin bağımsızlığının 30., İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. ve KTMÜ’nün kuruluşunun 25. yılı nedeniyle “Türk Devletlerinde Toplumsal Dönüşümler” konulu “Türk Devletleri Uluslararası Bilim Şöleni” 21-22 Aralık 2021 tarihlerinde gerçekleşti.

Gençlerimiz Anadolu ve Türkistan arasında sağlam bir köprü kurdular

Programım açılışında bilimsel ve akademik iş birliğinin geliştirilmesiyle ilgili bir konuşma yapan Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, “21. yüzyılın ilk çeyreğine doğru giderken Türk dünyasında ciddi dönüşüm ve değişimler meydana gelmektedir. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti birinci asrını doldurmak üzeredir ve tarihî Türkistan’daki (Orta Asya), bağımsız Türk devletleri bağımsızlıklarının 30. yılını geride bırakacaklardır. Türkiye, bir asır içerisinde bölgesel ve küresel ölçekte önemli ve belirleyici ülkelerden birine dönüştüğü gibi başta Kırgızistan olmak üzere bağımsızlığını kazanan Türk devletleri de ciddi kurumsallaşma ve demokratikleşme sürecinde ilerleme sağlamışlardır. Türkiye’nin Anadolu’da bağımsız Türk devletlerinin ise Türkistan’daki başarı süreci, Türk dünyasının geleceği açısından umut vericidir. Zira bu başarı, başta eğitim sektörü olmak üzere pek çok alana da yansımaktadır. Türk dünyası genelinde öğrenci hareketliliğin daha önce hiç olmadığı kadar artış kaydettiği müşahede edilmektedir. Bu artışta Türk devletlerinin kurumsallaşma ve gelişim sürecindeki başarının etkisi göz ardı edilemez. Dolayısıyla Anadolu ve Türkistan arasında sınırları aşan bir köprü gençlerimiz sayesinde hâlihazırda kurulmaktadır.” dedi.

Türk dünyasında birbirini yakından tanıyan nesiller ortaya çıkacak

Konuşmasında, Kırgızistan Manas Üniversitesinde lisans eğitimi alan bir öğrenci yüksek lisansını Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde ya da Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden çıkan bir öğrenci Yıldırım Beyazıt Üniversitesine kolaylıkla gelebilmektedir” diye konuşan Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buralardaki üniversitelerde, Türkiye’den gelen öğrencilerin olduğunu biliyoruz. Dahası sayısı gün geçtikçe artan bir şekilde Türkiye’den Türkistan’a ders vermeye gelen öğretim elemanlarını görmekteyiz. Türkiye’de sayılamayacak kadar çok Türk soylu bireyin sadece üniversitelerde değil kamu kurumlarında ve özel sektörde Türkiye’nin ilerlemesine katkı sunduğu malumdur. Hatta Kıbrıs ve Balkanlara eğitim almaya giden öğrenciler ve buralarda ders veren öğretim elemanları da düşünüldüğünde Çin sınırlarından başlayıp Avrupa’ya kadar oldukça geniş bir coğrafya da üniversitelerin bütünleşmenin öncüsü olduğu söylenebilir. Üniversitelerimizin ektiği bu tohumlar, kuşkusuz önümüzdeki günlerde meyvelerini vermeye başlayacaktır ve Türk dünyasında birbirini yakından tanıyan nesiller ortaya çıkmaya devam edecektir. Türk dünyasının gençleri aynı sınıfta ders almakta, aynı projede çalışmakta, ortak yayınlar yapmaktadır. Üniversitelerimiz onları huzur ve güvenle bir araya getiren yegâne platformdur.”

“Öyle umut ediyorum ki üniversitelerimiz, Türk dünyasının ortak geleceğini şekillendirmede farklı alanlarda çalışmalarına devam edecektir.  Fakat Üniversiteler arası işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çabaların yanında orta öğretim seviyesinde benzer bir girişimin başlatılması, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarı açısından son derecede önemli bir adım olacaktır.” diye konuşan Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan “Eğitim alanında “Ortak Türk Tarihi”, “Türk Dünyası Coğrafyası”, “Türk Dünyası Filozofları”  ve “Ortak Türk Edebiyatı” ders kitaplarının hazırlanmasında son aşamaya geçiş çalışmalarının hızlandırılmasını sağlamak üzere Türk Akademisi temsilcilerinden ve teşkilata üye devletlerin ilgili kuruluşlarının temsilcileri ile bilirkişilerinden oluşacak komisyonun kurulması kararı oldukça önemlidir. Bu kararları hayata geçirebilecek olanlar üniversitelerimizdir.” İfadelerini kullandı.  

Aradan geçen binlerce yıla rağmen Türk toplukları arasındaki dil bağı devam ediyor

Konuşmasının bu bölümünde Türk dünyasında dilin önemine de vurgu yapan Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan; “Üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konu ise Türk dünyasında dildir. Tartışmasız Türkçe bütün Türk dünyasını birbirine kenetleyen en önemli kültürel bağdır. Atalarımız her ne kadar tarih boyunca farklı coğrafyalara akmışlarsa da Türk toplukları arasındaki dil bağı geçmişten günümüze devam edegelmiştir. Türkçenin Türk dünyasının muhtelif bölgelerinde görünümleri, köklü Türkçe ağacımızın birer zenginliğidir. Bu çerçeveden bakıldığında, Türk dünyasındaki her Türk lehçesi değerlidir ve korunmalıdır. Türk halklarının söz varlığının tek bir yerde toplanması bu kapsamda önemli bir girişim olabilir. Bugün Türk lehçelerinin 40.000 ila 80.000 kelimelik söz varlığı mevcuttur. Bütün Türk lehçelerinin söz varlığını ortaya koyacak büyük bir karşılaştırmalı sözlük hazırlanabilir. Bir kavram için bir lehçede yabancı kaynaklı kelime, diğer lehçelerde Türkçe kökenli kelime kullanılıyorsa Türkçe kökenli kelime o lehçeye de alınabilir. Böyle bir çalışmayla geniş bir veri tabanı oluşturulabilir ve Türk lehçeleri karşılıklı olarak birbirine yaklaştırılabilir. Dilin milletlerin kimliği olduğu düşünüldüğünde Türk dünyasının kimliğinin gelecek nesillere aktarımında Türk dillerinin önemi aşikârdır.

Kadim zaman seyyahlarının eserlerinde işaret ettiği üzere Balkanlar’dan Türkistan’a kadar Türkçeyle yol almak günümüzde değişen şartlara rağmen mümkündür. Son bir asırlık maceramızda, Türkiye Türkçesi bazı müdahalelerle Türk lehçelerinden biraz uzaklaşmıştır. Fakat Türk devletlerinin birbirinin peşi sıra bağımsızlığı ve Türkiye Türkçesindeki mühendislik faaliyetlerinin azalması bir normalleşme sürecini başlatmıştır. Bütün kopukluklara rağmen Türkiye Türkçesi ile Kırgız Türkçesi arasında bugün karşılıklı anlaşma düzeyi yüksektir. Mesela bir Kırgız ile bir Kazak neredeyse yüzde yüz birbirini anlayabilmektedir. Bir müddettir Türkiye’de kurulan Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümleri Türk dünyasını anlayan eğitimli gençler yetiştirmektedir. Türkiye’den Türkistan’da giden gençlerimizin sayısı azımsanmayacak derecedir. Başta Manas Üniversitesi gelmek üzere Türkistan’ın pek çok üniversitesinde Türkiye Türkçesinin ciddi olarak öğretildiği görülmektedir. Bunların yanı sıra teknolojideki ilerlemeler bir fırsat yaratmıştır. Nitekim Türk televizyonlarındaki bir dizi, dublaj ihtiyacı olmadan neredeyse bütün Türk dünyasında izlenebilmektedir.

Ortak dil ve alfabe çok hızlı kültürel bütünleşme sağlayabilir

Türkiye’de çıkan bir gazete ya da kitap Kırgızistan’da da okunabilmektedir veya Türkiye bir genç Kırgız müzisyenlerin şarkılarını dinleyebilmektedir. Bu umut verici gelişmelerin yanı sıra Türk dünyasındaki bilim adamlarını bekleyen iki önemli meseleyi artık ciddiyetle takip etme zamanı gelmiştir. Türk dünyasında ortak alfabe ve ortak iletişim dili konularının üzerinde geleceğimiz için düşünmek gerekir. Türk dünyası ortak iletişim dili üzerine araştırmalar, çalışmalar yapmak üzere Türk Cumhuriyetlerindeki dil enstitülerinin, dil kurumlarının desteğiyle uluslararası araştırma enstitüsü kurulabilir.

Bu enstitüde Türk dünyası ortak iletişim dilinin söz varlığı, terimleri üzerine çalışmalar öncelikli olarak yürütülebilir. Amaç bir Türk lehçesini öne çıkarmak değil bütün Türk dünyasını kapsayan ve ortak bir paydada buluşmayı sağlayacak bir iletişim dili üzerinde düşünmek olmalıdır. Çünkü Türk halkları birbirleriyle iletişimlerinde kendi dillerinden başka bir dili, iletişim dili olarak kullanmamalıdır. Halklar arasındaki iletişimde Rusça veya İngilizce gibi çeşitli yabancı dillerin kullanılması ortak iletişim dilinin ve ortak yazı dilinin oluşmasını geciktirir, hatta engeller. Ortak iletişim dili ve alfabe çok hızlı bir kültürel bütünleşme sağlayabilir. Somutlaştırmak gerekirse Türk devletleri arasında iletişimi artıracak ve geliştirecek bir unsur internettir. İnternette Türk toplumlarının haberleşmesi için ortak alfabe uygulaması  en kısa zamanda başlatılabilir. Türk Cumhuriyetlerinin Üniversitelerinin ve diğer kurumlarının internette açacağı sayfalar öncelikle bu dille hazırlanabilir.” dedi.

23aralik2109.jpeg

Bu haber toplam 581 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim