• İstanbul 12 °C
  • Ankara 4 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 5 °C
  • Sakarya 9 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 11 °C

Hafızamızı kayıt altına almak isteyenlere eğitim

Hafızamızı kayıt altına almak isteyenlere eğitim
Bilim ve Sanat Vakfı, 2003 yılından itibaren devam ettirdiği sözlü tarih çalışmalarına bir yeni proje daha ekliyor: Sözlü Tarih Araştırmaları Veritabanı ve İstanbul'un Mekansal ve Kültürel Çeşitliliğine Yönelik Uygulama Örnekleri. M. Murtaza Özeren yazdı.

Sözlü tarih, belgelerin dışında kalan, yazılmayan/yazılamayan olayları kayda geçirmek adına özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra bilimsel olarak ele alınan bir tarih yazma biçimi. Bu çalışmalarda bireyleri genellemelerle harcamak yerine, bireylere büyük resmin nasıl yansıdığını,bireylerin büyük resmin nasıl öznesi haline geldiklerini görmek mümkün oluyor. Sözlü tarih çalışmaları nihayetinde sohbetler vasıtasıyla tarih yazılıyor ve böylece bir tanıklık, belge soğukluğundan uzak bir şekilde kayda geçmiş oluyor.

Belgesiz bilginin tahlil edilemez, incelenemez, hatta yanlış ve güvenilemez olduğu yönündeki algıyı kıran bir çalışma biçimi bu. Kültürümüzdeki rivayet kültürünün devamı sayılabilecek nitelikte… Bu sebeple özellikle bazı toplum kesimlerinin, bazı mevki sakinlerinin, bazı meslek gruplarının, ailelerin tarih tanıklığına başvurmak, yazılmamış olanı dinlemek, ayrıntılarla resmi olanın dışına çıkmak büyük önem arz ediyor.

Olaya ve mekana bigane kalmamak

Bu bahsettiklerimin hepsi çalışmaların neden yapılmasına dair bazı dikkatler sadece. Türkiye’de alttan akan bir nehir gibi bu çalışmalar sessiz sedasız yürütülmekte (meyvesi birkaç yayından ibaret). Bu çalışmaların en klasik örnekleri hâlâ piyasada bulunan nehir söyleşiler. Fakat maalesef bu söyleşilerin özneleri hep bilindik şahsiyetler ve belirli bir olay ve mekan etrafında değil de, o kişilerin hayatları etrafında dönen söyleşiler gerçekleştiriliyor.

Aslında olması gereken, bu şahsiyetlerle yapılan çalışmaların yanında belirli olaylar ve özellikle mekanlar merkezinde de çalışmalar yapılması. Mekan vurgusu yapmamın sebebi şu ki hızla yeknesaklaşan şehirlerimizin hafızası artık mahallelerimizde yaşayan birkaç dede veya ağır abilerce biliniyor.

Mekana bigane kalmamanın en güzel örneğine şu ana dek Bilim ve Sanat Vakfı'nın (BİSAV) yaptığı bir çalışma ile rastladım. Vefa semtine gösterdiği vefa neticesinde BİSAV semtin mekan ve mahallelerinin fotoğraflarını derlemenin yanı sıra bir de sempozyum düzenlemiş 2006 yılında.

 

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/iyihaberler/22391/hafizamizi-kayit-altina-almak-isteyenlere-egitim.html

Bu haber toplam 710 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim