Ankara’da tanışmış, alnından öpmüştük. Mahcup mahcup gülümsemişti.
Koskoca Tevhid Tugayı Komutanı Abdulkadir Salih, bu mahcup delikanlıydı demek. Ona hemen ısınmıştı içimiz.
Yarım saatlik sohbetimizde ikide bir muhabbetle elini sıkmış, takdir hislerimizle omuzuna vurmuş, asırlık bir hasreti giderir gibi sarılıp durmuştuk kendisine.
Devrim yolundaki savaşını, ayrıca devrime yakışmayan hallerle savaşını, bir de savaş sonrası için planlarını anlatmıştı.
Hem diktatörlüğe karşı, hem de kurtarılmış bölgedeki haydutlara karşı hukuk mücadelesi veriyordu. Diktatörlük yıkıldıktan sonra yoldaşları ile istişare ederek parti kurmayı ve İslam davasına siyaset yolunda hizmet etmeyi düşünüyordu.
“Olmaz, ama diyelim ki oldu; seçim sandığından bir Yahudi çıktı. Ne yaparsın?” diye sormuştuk. Tatlı tatlı gülerek şöyle demişti: “Demek ki halka davamızı iyi anlatamamışız deyip, bir sonraki seçime kadar daha iyi anlatmaya çalışırız.”
***
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/sehit-gibi-adamin-sehadeti/yazi-807995































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.