Senaryo bir: İsrail, Gazze meselesinde kısmen desteğini geri çeken Amerika ve Batı dünyasını yeniden yanına çekmek için İran’a “gel gel yaptı”, İran tuzağa düştü.
Senaryo iki: İran, Şam’daki Başkonsolosluk binasına yapılan saldırıyı uluslararası hukukun gereği vatan toprağı kabul edip, “meşru müdafa hakkı”nı taraflara haber vererek “mümkün olan en az zayiat” verdirerek kullandı.
Senaryo üç: İsrail, Gazze meselesininin ilk gününde “Ortadoğu’u değişecek” cümlesini kurdu. Mısır’ı, Ürdün’ü, Lübnan’ı, Suriye’yi ve özellikle İran’ı hedefine koydu.
Senaryo dört: 1979’dan bu yana İsrail’e bir mantar tabancası bile patlatmamış İran, Gazze’deki direnişin hamiliğine soyundu.
Senaryo beş: Amerika, İsrail eliyle bölgenin yayılmacı emelleri olan İran’ı hizaya çekiyor.
Senaryo altı: İsrail, bölgede kendisine tehdit olabilecek bütün ülkeleri istikrarsızlaştırmakta kararlı. Bunu yapabilmek için Amerika’nın ve Batı’nın desteğini almak zorunda. O destek için “şeytanlaştırdığı” İran’ı kullanıyor.
Senaryo yedi: İsrail, kendisine bu güne kadar saldırmamış İran’ı, zaman zaman vurmasına rağmen, son dönemdeki kadar hiç hışkırtmamıştı. Neden acaba?
Senaryo sekiz: İran, Hamas’ın hamiliğine soyunup, Filistin davasını kendi emperyal emelleri için kullanmak istiyor.
Senaryo dokuz: Hamas’ın en önemli liderlerinden Aruri’nin bir İsrail tarafından Beyrut’ta Hizbullah kontrolündeki bölgede öldürülmesinden sonra yaşananlar hiç de normal değil. Hizbullah’ın tavrının sertleşmesi beklenirken, beklentileri boşa çıkartan eylemselik sergiliyor.
Senaryo on: İsrail, İran’ın nükleer kapasitesini sıfırlamak için, mutlaka İran’ı vuracak. İran’ı vurmak için altlık yapıyor.
Devamı: https://www.haber7.com/yazarlar/hasan-ozturk/3415578-ortadoguda-gergin-gunler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.